Hayır,burası halka açık, bunlar halk kayıtları, ve ben de halkım,yani eğer sen de sıkıyönetim falan koymadıysan, ben Bu taraftan gideceğim. | Open Subtitles | لا ، هذه ملكية عامة وتلك سجلات عامة وأنا من العامة وإذا أردت أن تعلن قانون الحرب فإنني ذاهبة من هذا الإتجاه |
Temizlikçinin dediğine göre, kız Bu taraftan koşmuş. - Evet? | Open Subtitles | وفقاً لعامل القمامة لكن هربت من هذا الإتجاه |
Siz dördünüz de Bu taraftan çıkacaksınız. | Open Subtitles | أربعتكم ستذهبون من هذا الإتجاه خارج السور |
şu tarafta. Aferin. Bahşişi hak ettin. | Open Subtitles | . من هذا الإتجاه . عمل جيد لقد إستحققتٍ ذلك |
Bak, bu tarafta ama bana bir iyilik yap ve biraz bekle olur mu? | Open Subtitles | أنظر0 إنها من هذا الإتجاه, ولكن أسد إلي خدمة وأنتظر قليلا, تمام؟ |
İnternet Başkanı, sizin Bu yoldan geleceğinizi söylemişti. | Open Subtitles | قال رئيس الأنترنت بأنه سيأتي من هذا الإتجاه. |
Ama kimse katilin Bu taraftan olabileceğini düşünmedi. | Open Subtitles | ولكن لم ينتبه أحد بأن القاتل قد يأتي من هذا الإتجاه |
İşçiler. Bu taraftan geldiler. Bitkiler tarafından çekilmiş sanırım. | Open Subtitles | العمال، أتوا من هذا الإتجاه يجذبهم النبات، كما أعتقد |
Bu taraftan bakarsam,120 m. | Open Subtitles | وعند النظر من هذا الإتجاه نجد أنه يبعد بحوالي 120 متر |
Bu taraftan! Denizaltı limanı tepemizde. | Open Subtitles | من هذا الإتجاه , أنابيب الغواصة فوقنا مُباشرةً |
Bu taraftan geldi. Hadi, beni takip et. | Open Subtitles | .لقد جاء الصوت من هذا الإتجاه .هيّا، أتبعني |
Sen, danışmadaki genç hanım, sen bayım, Bu taraftan lütfen. | Open Subtitles | أنت والفتاة الصغيرة علي الطاولة وأنت يارفيقي سيدي من هذا الإتجاه من فضلك إتبعوني |
Buraya gelmeliyiz! Hadi, Bu taraftan! | Open Subtitles | يجب أن ننزل من هنا ، تعالوا من هذا الإتجاه. |
Evet. Halk Bu taraftan kaçıştığına göre canavarları ileride buluruz. | Open Subtitles | أجل، طالما أن المواطنين يتوافدون من هذا الإتجاه |
Herkes tek sıra olsun ellerinizi başınızın üstünden kaldırmayın, Bu taraftan. | Open Subtitles | حسناً أيها الجميع, في خط فردي ابقوا أيديكم على رؤوسكم, لنخرج من هذا الإتجاه |
Bu taraftan bir kilometre bile uzakta değil. | Open Subtitles | ليس أكثر من ميل واحد من هذا الإتجاه. |
Sen o taraftan git. Ben Bu taraftan gideyim. | Open Subtitles | إذهب من هذا الإتجاه و أنا سأذهب من هذا |
Hyde Park şu tarafta, küçük bey. | Open Subtitles | هايد بارك ] من هذا الإتجاه , أيها الشاب ] |
- Buradan defolup gidelim. - Araba bu tarafta. | Open Subtitles | لنخرج من هنا بحق الجحيم ، من هذا الإتجاه |
Bu yoldan geleceğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف تعرف أنه سيأتي من هذا الإتجاه |
Haritadaki rota göre, bu bölgeden Bu tarafa doğru gelecekler. | Open Subtitles | ... هذه الخريطة توضح بأن القاذفات ستأتي من هذا الإتجاه |
Buradan 5 el ateş edilmiş, 3ü büyük kalibreli bir silahtan. | Open Subtitles | خمسة طلقات من هذا الإتجاه, ثلاثة من بندقيةٍ ذات عيار كبير. |
Rüzgarın hızı ve ipuçları Burt'ın bu yönden gittiğini gösteriyor. | Open Subtitles | قَراءة سريعة لسرعةِ وإتّجاهِ الريحِ يُخبرانِني أن بورت ذهب من هذا الإتجاه |
Yaklaşık 45 kiloluk bir kızın sakin adımlarla şu taraftan geldiğini ve sonra sıkıntı içinde şu tarafa doğru koştuğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إخباركم أن فتاة تزن أقل من 100 رطل أتت من هذا الإتجاه تمشي في هدوء ثم ركضت في حالة فزع |