Dinleyin! Sizler hapishanenin buradan daha iyi bir yer olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | أوه , أنتم يارفاق قلتم أن السجن أفضل من هذا المكان |
Şu anda yapabileceğimiz en iyi şey onları buradan götürmek. | Open Subtitles | أفضل شئ يمكننا فعله هو أن نخرجهم من هذا المكان |
Tamam, bir dakika bekle Patty Hurst, bu seni ilk seferinde buradan kaçıran kara dumanın aynısı değil mi? | Open Subtitles | مهلا يا باتي هيرست أليس ذلك نفس الدخان الأسود الذي إختطفك من هذا المكان القذر في المرة الأولى ؟ |
Ve buradan, Bu yerden geri dönüş olmadığı için de ayrıca üzgünüm. | Open Subtitles | وآسف أيضاً لأن من هنا، من هذا المكان ليس هناك طريقاً للعودة |
Bu yerden kurtulmak için elime bir fırsat geçtiği kanaatindeyim. | Open Subtitles | كما ترى، أظن أن لدي فرصة لأتحرر من هذا المكان |
Bak, şuan Buranın 100 metre ötesinde hala suç işleniyor. | Open Subtitles | إسمعي، هناك جريمة على بُعد 100 يارده من هذا المكان |
Bu adamlar sanırım bu yerin köpekleriymiş. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال أظن أنهم جميعهم كلاب من هذا المكان |
Şimdi müsaadenizle buradan gidiyorum ve inşallah bir daha hiç dönmem. | Open Subtitles | والآن بعد إذنكما سأرحل من هذا المكان راجيًا عدم العودة مجددًا |
Birazdan bütün lanetli ruhları buradan Cehennem'e götürmek üzere bir otobüs gelecek. | Open Subtitles | الحافلة ستسحب قريبا جميع النفوس الملعونه من هذا المكان وصولا الى الجحيم، |
Başka bir şey bulabiliriz. Bak, buradan çıkmanın başka bir yolunu bulabiliriz. | Open Subtitles | سنجد حلًّا آخر، لا بد من وجود مخرج آخر من هذا المكان. |
Ve iki saat sonra, elektrik kesildiğinde buradan, hayaletler gibi gideceğiz. | Open Subtitles | وبعد ساعتين عندما تنطفئ هذه الأنوار، سنختفي من هذا المكان كالأشباح. |
Ve iki saat sonra, elektrik kesildiğinde buradan, hayaletler gibi gideceğiz. | Open Subtitles | وبعد ساعتين عندما تنطفئ هذه الأنوار، سنختفي من هذا المكان كالأشباح. |
Bulunduğunuz yerden ileriye dikkatlice bakın -- Demek istediğim, buradan bir teleskopla bakın -- ve yıldızlara benzer şeyler göreceksiniz. | TED | أعني من هذا المكان باستخدم التليسكوب.. وسترى أشياء تبدوا مثل النجوم. |
Bay Newland'ın çantasını alıp çıkalım buradan. | Open Subtitles | سوف نحتفظ بالحقيبة الجلدية للسيد نيولاند, ونخرج من هذا المكان |
Chelsea, Bu yerden dışarı çıkınca, sana şimdiye dek gelmiş en güzel gün doğumunun sözünü veriyorum. | Open Subtitles | تشيلسي, عندما نخرج من هذا المكان, أوعدكِ بشروق الشمس الأكثر جمالاً أبداً |
Her kimsen, umarım, Bu yerden kaçarsın. | Open Subtitles | أتمنى أنه كائناً من كان أنه تمكن من الهرب من هذا المكان |
Bu yerden kaçmayı dilediğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت أنكى تتمنين أن تهربى من هذا المكان |
Bu mekâna, dev gibi bir delik açtığımız zaman, o yobaz akılları sonunda Buranın 1000 kilometre yakınına bile yaklaşmak istemeyecek. | Open Subtitles | وعندما ندمره سنحدث حفرة عميقة .. في ذاكرة هذا الجنس لدرجة أنهم لن يقتربوا لأكثر من 1000 كيلومتر من هذا المكان |
Sen bu yerin 100 mil içinde olamazdın, eğer sana güvenmeseydim. | Open Subtitles | لن تكون قريباً حتى لمئة ميل من هذا المكان لو لم اثق بك |
bu evden taşınmayı ve tüm bu lanet olası plakları taşımayı istemiyorum. | Open Subtitles | لم أكن أرغب بالإنتقال من هذا المكان وأنقل كل هذه التسجيلات اللعينة. |
Ve bir de... Burayı bir okul haline getirmek istiyorum. | Open Subtitles | أوتَعلم ماذا ؟ أريد أن أصنع مدرسة من هذا المكان |
Seni veya takımını Buraya 1,5 kilometre mesafede görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك أو فريقك أن يكونوا قريبين من هذا المكان |
Bu mekânın tek giriş ve tek çıkış noktası Burası. | Open Subtitles | هذا هو الطريق الوحيد للدخول او الخروج من هذا المكان |