Bizim önümüzdeki otoyolda bir kaza oldu, meğerse iki beyaz kamyon şoförü, göçmen ve siyahi bir aile arasında olmuştu. | TED | وحادث أمام الطريق السريع، تبين أنه لسائقَي شاحنة من ذوي البشرة البيضاء وعائلة مهاجرة تصادف أنهم من ذوي البشرة السوداء. |
Geçen yıl Smithsonian'da çektiğim bu fotoğrafında Martha'ya, yaşamış son göçmen kuşa bakmakta. | TED | هذه صورة التقطتها له السنة الماضيةبسميثسونيان إنه ينظر إلى مارثا أخر حمامة مهاجرة على قيد الحياة. |
Birkaç yıl öncesine dayanan, açıklanmamış bir kaçak göçmen dadısı mı vardı? | Open Subtitles | كان عنده مهاجرة غير شرعية تعمل مربية أطفال منذ سنوات؟ |
Güçlü olmanı istiyorum, ve sen annenin dizinin dibindeyken böyle hissetmek için bir göçmenin temizliğine muhtaç değilsin. | Open Subtitles | أريدك ان تكون قوياً, وأنت لست بحاجه إلى راحه مهاجرة ما ترتدي بنطال أمك القديم لتشعرك بهذا الشعور |
Örneğin, bu resimdeki kuşların birçoğu göç eden türler. | TED | فعلي سبيل المثال معظم الطيور التي في الصورة هي طيور مهاجرة |
Leticia Prado bir Meksika göçmeni, sadece altıncı sınıf eğitimi var ve çok kısıtlı bir İngilizce konuşuyor. | TED | ليتيسيا برادو مهاجرة من المكسيك، أتمّت من تعليمها الصف السادس فقط ولغتها الإنجليزية ضعيفة جدًا. |
Maalesef, Katalina kaçak göçmendi ve bütün SWAT ekibinin onun için geldiğini düşünmüştü. | Open Subtitles | لسوء الحظ كاتالينا مهاجرة غير شرعية وظنت أنّ فرق التدخل في الخارج من أجلها |
Ben bir Arabım. Ben bir göçmenim. | TED | أنا عربية. أنا مهاجرة. |
Bayım, kız kaçak bir göçmen değil, öyle değil mi? | Open Subtitles | سيدى, إنها ليست مهاجرة غير شرعية أليس كذلك؟ |
Çünkü Başkan kaçak bir göçmen kullanamaz. | Open Subtitles | لأن الرئيس لا يستطيع يعين مهاجرة غير شرعية |
Eğer ben olmasaydım, hâlâ bir göçmen olarak kalırdın! O pis dükkanda elbise dikmeyi sürdürürdün! | Open Subtitles | لولاي لبقيت مهاجرة تمارس الخياطة في ذلك المحل القذر |
Bu geçmişten kalan şey. İkinci Dünya Savaşı sırasında yer değiştiren her göçmen grubun yiyecek konusuna çok önem verdiğine bahse girerim. | Open Subtitles | أراهن أن كل مجموعة مهاجرة تضع كل تركيزها على الأطعمة |
Ama yasadışı göçmen bir Rus için kolunu bile kıpırdatmadı. | Open Subtitles | لكنه لم يشن الحرب مجدداً لأجل فتاة روسية مهاجرة غير شرعية |
O, yasadışı Meksikalı bir göçmen. Ve yeşil kart kocasını da öğrendik. Kim? | Open Subtitles | إنها مهاجرة غير قانونية من المكسيك و نحن نعرف هوية زوجها من البطاقة الخضراء |
Onlar için göçmen bir iş kadını olabilirim; fakat parama gelince eşit muamele görüyorum. | Open Subtitles | أنا قد أكون لا شيء أكثر من , مالكة عمل مهاجرة إليهم لكن مالي يساوي النفس |
Elbette bu büyük ülkeye gelen bir göçmenin eski bir hizmetçinin, politik gidişata katacak pek fazla bir şeyi olamaz. | Open Subtitles | طبعاً مهاجرة إلى هذا البلد، عاملة سابقة في صالون، يمكنها أن تساهم في خطاب سياسيّ |
İtibarlı bir Alman-Yahudi göçmenin, duruşmayı izleyip fikirlerini aktarması her gazeteye nasip olmaz, orası kesin. | Open Subtitles | نعم, إنه إمتياز أن يكون لدينا هكذا مهاجرة ألمانية ويهودية ومشهورة تعمل كمراسلة, بدون أدنى شك |
Bir göçmenin midillisi olacağını kim tahmin ederdi ki? | Open Subtitles | من يتخيل بأن مهاجرة كانت لتمتلك مهراً؟ |
Güneyden göç eden kuşlar yuva kurmak ve artık ulaşabildikleri deniz ürünleriyle beslenmek için geliyorlar. | Open Subtitles | طيور مهاجرة تصل من الجنوب لتعشش وتتغذى على الطعام البحري الذي يكون في متناولهم الآن |
Sovyetler Birliği, 1500 Sovyet Yahudisinin İsrail'e göç etme isteğini onayladı. | Open Subtitles | فإن الاتحاد السوفيتي وافق على مهاجرة 1500 سوفييت يهودي لإسرائيل |
İşimi, yasadışı bir göçmeni Amerika'ya sokarak riske attım. | Open Subtitles | خاطرت بوظيفتي أهرّب مهاجرة بطريقة غير شرعية إلى الولايات المتحدة |
Rus göçmeni. | Open Subtitles | كانت مهاجرة من روسيا |
Annesi Great Northern'da hizmetçi olarak çalışan fakir bir göçmendi. | Open Subtitles | كانت أمّه مهاجرة فقيرة خادمة بفندق "غريت نورذرن". |
Daha iyi bir yaşam için ülkesinden kalkıp gelen bir göçmenim ben patron. Şu, rüyalar ülkesi denen Amerika hani. | Open Subtitles | أنا مجرد مهاجرة تبحث عن حياة أفضل يا زعيم في مكان اعتقدت أنه يسمى (أمريكا) |