Yani, demek istediğim, bu neden saldırganı orta yapılı orta boylu olarak tarif ettiğini açıklayabilir. | Open Subtitles | وهذا سيفسر لماذا وصفت مهاجمها بطول 5.5 وبنية متوسطة |
saldırganı bulacağınıza hiç ihtimal vermiyordu. | Open Subtitles | أعلم أنها لم تتوقع أن تجد مهاجمها |
saldırgan prezervatif kullanmayı akıl etmiş olabilir. | Open Subtitles | كذلك لا يستبعد الأغتصاب فقط يعني بأن مهاجمها كان ذكيا كفاية لأستخدام الواقي |
saldırganla boğuştuysa oksijen alımı azalmış, beyne oksijen gitmemiş olabilir. | Open Subtitles | لو أنها تصارعت مع مهاجمها ذلك الجهد لوحده كان ليحد من مدخول الأكسجين خاصتها مسبباً المزيد من نفاذ الأكسجين في الدماغ |
Savunmadan kaynaklı yaralara ve saldıran kişinin yakınlığına bakılırsa tanıdığı birini arıyorsunuz derim. | Open Subtitles | أجل، نظرًا إلى انعدام الجراح الدفاعيّة، وقُرب مهاجمها... فأقول إنّ من تبحثون عنه شخص تعرفه |
"Ateşli moda tasarımcısı, saldırganın izini buldu ve intikamını aldı." | Open Subtitles | مصممة ملابس مثيره تتعقب مهاجمها وتساعد على القبض عليه |
Belki saldırgana karşı koydu. | Open Subtitles | ربما أخذت قطعةً من مهاجمها |
- Yani saldırganı tanıyor muymuş? | Open Subtitles | إذًا فقد عرفت مهاجمها ؟ |
Yani Sari, saldırganı korkunç bir güçle ısırmış. | Open Subtitles | يشير أنّ (صاري) قد عضّت مهاجمها بقوة إستثنائية. |
- Harika. Altlarında DNA arayacağım,.. ...belki maktul, saldırganı tırnaklamıştır. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} رائع، سأبحث عن الحمض النووي أسفلها في حال ما إذا خدشت الضحية مهاجمها. |
Heidi Pescow'un dediğine göre saldırgan, uzun siyah bir ceket giyiyormuş. | Open Subtitles | هيدي باسكاو " قالت أن مهاجمها " كان يرتدي معطف أسود طويل |
Buradaki boşluklara bakılırsa saldırgan, kurbanın üzerine oturmuş. | Open Subtitles | ويُرجّح أنّ هذه الفراغات تشير... إلى أنّها قد امتُطيت من قبل مهاجمها... |
Yani saldırgan arabanın dışında duruyormuş. | Open Subtitles | لذا مهاجمها كان يقف خارج السياره |
saldırganla mücadele ederken onu yaralamış olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنها قامت بخدش مهاجمها, محاولة مقاومته. |
Adli tıp, Amanda'nın saldırganla mücadele ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | حسنا، تشير الأدلة الجنائية أن (أماندا) تعاركت مع مهاجمها. |
saldırganla savaştığını gösteriyor. | Open Subtitles | أنها قامت بالعراك مع مهاجمها |
Kadın iyi ama kadına saldıran adam hiç iyi değil. | Open Subtitles | إنها بخير لكن لاينطبق الأمر على مهاجمها |
Kolay pes etmemiş. Ona saldıran kişiye tırnaklarını geçirip kaşımış. | Open Subtitles | لم ترحل بسهولة، فقد قاومت مهاجمها. |
Bir kız cinsel olarak taciz edildiyse, saldırganın adını bu duvara yazıyor. | Open Subtitles | حين يتم انتهاك فتاة جنسياً تكتب اسم مهاجمها على الجدار |
Kanıtlarla uyuşması için saldırganın ne kadar uzun olması gerekiyor? | Open Subtitles | كم من الممكن ان يكون طول مهاجمها |
Eva saldırgana karşı tanıklık etti. | Open Subtitles | (إيفا) شهدت ضد مهاجمها (دومنجو إسبرزا) |