Hayır, bunda değil: Korsan Koyu'nun kaçakçıları. Korsanlar hakkında. | Open Subtitles | لا,لا ليس هذا انه بخصوص مهربي كنوز القراصنة انه بخصوص القراصنة |
Yani Miami'de silah ve insan kaçakçıları hiç anlaşamıyorlar. | Open Subtitles | أعني مهربي الأسلحة في ميامي ومن يهربّون الناس.. لا يتوافقون |
Aile ve ağır işlerden tek kaçış biletim onlar benim. | Open Subtitles | إنها مهربي الوحيد من كدح العمل والعائلة |
Çaresiz durumdaki içki satıcılarının silah taşımasından korkmuyor musun? | Open Subtitles | ألست خائفا من بعض مهربي الكحوليات اليائسين يحملون السلاح؟ |
Göreviniz havai fişek kaçakçılarını bulmak ve suçlarını bu kasede itiraf ettirmek. | Open Subtitles | مهمتكما إيجاد مهربي الألعاب النارية ودفعهم لقول شيء يدينهم على الشريط |
17. asır korsanlarından tutun da günümüzün uyuşturucu kaçakçılarına kadar herkesin Karayipler'i üs edinmesinin bariz nedenleri vardır. | Open Subtitles | يوجد سبب يجعل جميع قراصنة القرن السابع عشر حتى يومنا الحاضر ، مهربي المخدرات يعملون في الكاريبيان |
Uluslararası silah kaçakçılarıyla sidik yarıştırıyorsun. Kasaplarla. | Open Subtitles | أنت تتعامل مع مهربي أسلحة دوليينِ جزارين |
İçki kaçakçısı 5 adam rakip çete tarafından acımasızca liğme liğme edilmiş. | Open Subtitles | خمس رجال، مهربي خمور، تم ذبحهم بدم بارد من قِبل عصابة منافسة |
Rudy, Anton'u öldüren mikro elektro mekanik mermileri silah kaçakçılarının çaldığını düşünüyor. | Open Subtitles | رودي يعتقد أن "الميمس" الموجودة بالرصاصة التي قتلت "أنطون" قد تم سرقتها بواسطة مهربي أسلحة |
Silah kaçakçıları ile iş yapmadığımızı söyle bana. | Open Subtitles | قل لي أننا لم نقم بصفقات مع مهربي السلاح. |
Karşımızda gayet yaratıcı elmas kaçakçıları var yani. | Open Subtitles | حصلنا على بعض مهربي الألماس المحترفين جداً |
- Silahlı uyuşturucu kaçakçıları gibi mi? | Open Subtitles | هل تعني، مثل، مهربي المخدرات مع المدافع؟ |
Sen benim kaçış planımsın. | Open Subtitles | فأنت خطّة مهربي |
Okuduğum hikayeler benim kaçış yolum oldu. | Open Subtitles | وجدت مهربي من خلال قصصي |
Uyuşturucu ve silah satıcılarının pis paralarını temizliyor. | Open Subtitles | أنه يقوم بتبييض الأموال لتجار المخدرات و مهربي الاسلحة |
Bu uyuşturucu satıcılarının Pierce'ı vurma sebepleri ırkçı olması değil. | Open Subtitles | مهربي المخدرات هؤلاء (لن يعدمو (بيرس بسبب عنصريته |
Şansımız var ki, küçük sürpriz ziyaretimizde silah kaçakçılarını yakaladık, demek ki yanlış bir şey yapacaklardı. | Open Subtitles | ومع قليل من الحظ, فإن زيارتنا المفاجئة جعلت مهربي الأسلحة مشوشين, مما يعني أنهم سيخطئون, أهذا مفهموم؟ |
Rusya’dan Somali’ye kadar silah kaçakçılarını takip ettim, Afganistan ve Kongo’da savaş ağalarıyla çalıştım, Kolombiya’da, Haiti’de, Sri Lanka’da, Papua Yeni Gine’de ceset saydım. | TED | لقد تعقبت مهربي السلاح من روسيا إلى الصومال، وعملت مع زعماء الحرب من أفغانستان والكونغو، عملت على إحصاء الجثث في كولومبيا وهاييتي وسريلانكا وباوبا غينيا الجديدة. |
- İki gece önceki 'Sınırda' programı ATF ajanlarının silah kaçakçılarına yaptığı baskını gösterirken bunu buldu. | Open Subtitles | ليلة امس الاول, برنامج الواقع كان على البث! في هجوم على مهربي اسلحة مشبوهين ATFكان يلاحق عملاء الـ عندما وجدوا هذا |
Nate, Sam ve Fiona Eroin kaçakçılarıyla uğraşıyorlar. | Open Subtitles | أنت تحتاجني نيت)، (سام) و (في) يتعاملون مع مهربي هيروين) |
Bir Rus gibi silâh kaçakçılarıyla birlikte mi yaşadın? | Open Subtitles | عشتُ كروسي. مع مهربي أسلحة؟ |
İki tane daha uyuşturucu kaçakçısı. | Open Subtitles | فقط أثنتان من مهربي المخدرات |
Lisa'nın organ kaçakçılarının kurbanı olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | حسنا،هل تقول بأن (ليزا) كانت مستهدفة من طرف مهربي الأعضاء؟ |