Bu görevi sen tamamlamak ve Alman cephaneliğinin haritasını bulmak zorundasın. | Open Subtitles | عليك الآن أن تكملي مهمتها بايجاد الخريطة التي تخص الترسانة الألمانية |
Onların işi bu. Hayatta her hücrenin bir görevi var ve bu hücrelerin görevi vücudumuzda kanı dolaştırmak. | TED | هذه هي وظيفتها، كل خلية لها مهمة في الحياة، وهذه الخلايا، مهمتها هي تحريك الدم حول الجسد. |
Sekiz yıl önce bu görevi üstlendiğinde yerden yere vuruluyordu, nefret ediliyordu, kendi toplumunda karalanıyordu. | TED | عندما بدأت مهمتها قبل ثماني سنوات، كانت تُلعن، كانت مدمّرة، كانت مكروهة جداً في مجتمعها. |
Birleşmiş Milletler Barış Gücü görevini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Teşekkürler. İngilizler ve Fransızlar arasındaki ilişki nedir efendim? | Open Subtitles | قوات الأمم المتحدة تؤدى مهمتها على أكمل وجهه.شكرا جزيلاً لك |
görevini tamamlayana kadar da huzura ermeyecek değil mi? | Open Subtitles | لن ترقد بسلام حتى تتم مهمتها ، أتذكرين ؟ |
Polis işini iyi yapamamış. Bu kadın da kim? | Open Subtitles | و الشرطة لم تؤدى مهمتها بشكل جيد جدا من هذه المرأة ؟ |
Ancak, belirtmek isterim ki, duymayan kalmasın, şirketim görevinden asla vazgeçmeyecek ve tüm kaynaklarını... | Open Subtitles | لكن أريد أن أذكر هذا للسجل العام... بأن شركتي لن تتوقف أبداً... في مهمتها لتكريس كل مصادرها... |
Öğrenmek Onun işi. | TED | مهمتها هي التعلم. |
Harriet Tubman'ı kimse amacına, görevine ve cesaretine atamamıştı. | TED | لم يفرض أحد على هاريت توبمان هدفها في الحياة. أو مهمتها أو شجاعتها |
görevi uygun bir askerle tanışmak, onu baştan çıkarıp ülkeye girmekti. | Open Subtitles | مهمتها كانت مقابلة جندي مؤهل تغريه و تدخل بلده |
görevi Kang Woo'nun gönüllü olarak Kuzey'e iltica etmesidir. | Open Subtitles | مهمتها هي ان تجعل كانغ وو يعلن الولاء لشمال |
Yüzbaşı, bu gezegeni ele geçirmede bu taburun stratejik bir görevi olduğunu sana hatırlatmam mı gerekiyor? | Open Subtitles | ايها القائد , هل لي ان اذكرك بان هذه الكتيبة مهمتها الاسترتيجية هى غزو هذا الكوكب؟ |
Yeni komşumun görevi, sırrımın ne olduğunu... öğrenmek olmuştu. | Open Subtitles | و جارتي الجديدة جعلت مهمتها ان تكتشف طبيعة سريّ |
Şeytan'ın eşlerini öldürmenin görevi olduğuna inanıyormuş, şüpheli de şimdi bunu yapıyor olabilir. | Open Subtitles | لقد أمنت ان قتل زوجات الشيطان كانت مهمتها على الأرض و هو ما يفعله الجاني الأن |
görevi sadece Amon'u bulup, adalet önüne çıkarmak olan özel bir güvenlik gücü oluşturmak zorundayız. | Open Subtitles | نحتاج أن نكون فرقة مهمتها إيجاد آمون وإحالته على العدالة |
görevini yapmadan önce yıllarca burada kalabilir. | Open Subtitles | قد تكون هنا منذ عقوداً قبل أن تعمل على مهمتها |
Gemisinin ve mürettebatının güvende olduğunu ve görevini tamamladığını bilerek öldü. | Open Subtitles | ولقد ماتت وهي تعلم بأن سفينتها وطاقمها بأمان وأن مهمتها قد أكتملت |
su anda da görevini tamamlayip, bagislanana kadar yasal olarak ondan sorumluyum. | Open Subtitles | وأنا مسئول عنها قانوناً حتى تنهي مهمتها وتربح حريتها |
Ben gemiyi programlayıp son Dünya görevini tekrarlamasını sağlayacağım sonra pof! | Open Subtitles | سأقوم ببرمجة المركبة الفضائية وأجعلها تعيد مهمتها الأخيرة للأرض. |
Bir muhabir olarak aldığı ilk işi berbat ederek hem kendisinin hem de patronunun işini bitiren utangaç bir editör hakkında. | Open Subtitles | إنها حول محررة النسخ والتي تعمل مهزلة كلية لها ولرئيسها عندما تفسد بالكامل مهمتها كمراسلة |
Ajan Collette de son görevinden birçok hamburgercinin fişi saklamış. | Open Subtitles | والعميلة (كوليت) سلمتنا فاتورة من عدة مطاعم "برجر" في مهمتها السابقة |
Yeni görevinde izlediği biri olabilir. | Open Subtitles | ربما كانت تلاحق شخص ما كجزء من مهمتها الجديدة. |