Evet, bu her ne ise anladığım kadarıyla onun için önemli. | Open Subtitles | أجل, و أيّاً كان هذا فهو مهم بالنسبة له كي أراه |
Bununla savaşan organizasyonla savaşarak değil, onlarla beraber savaşıp onlara liderlik ederek onları birbirleriyle bağlantıya geçirip, gidişatı zorlayarak çünkü bu konu onun için önemli. | TED | لا يحارب المؤسسة التي تحارب المرض ولكنه يحارب معهم ويقوضهم يجعلهم يتواصلون متحدي الوضع الراهن لانه شي مهم بالنسبة له |
Ama onun için önemli olan benim için de önemlidir. | Open Subtitles | لكن هذا مهم بالنسبة له و ايضاً بالنسبة لي |
Onun için önemlisin. | Open Subtitles | أنت مهم بالنسبة له |
Onun için önemlisin. | Open Subtitles | أنت مهم بالنسبة له |
Ama benimle birinin gelmesini istemiştim. onun için çok önemli. | Open Subtitles | لكنني طلبت من شخص ما أن يأتي هنا معي، وأعتقد أن الأمر مهم بالنسبة له |
Bu devasa düğün onun için çok önemli ve ailesiyle tanışmak yeterince gerginlik veriyor. | Open Subtitles | هذا الزفاف الضخم مهم بالنسبة له ومقابلة عائلته مجهدة كفاية |
Asıl soru, ne olduğu! onun için önemli olan bir şey bulmalıyız. | Open Subtitles | الماذا، هو علينا إيجاد شيء مهم بالنسبة له |
Çünkü bu onun için önemli. Anlaşılmıyor mu? | Open Subtitles | لأن هذا مهم بالنسبة له أليس هذا واضحاً؟ |
Bu kutunun onun için önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعرف بأن ذلك الصندوق مهم بالنسبة له |
Bu kutunun onun için önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأن الصندوق لايزال مهم بالنسبة له |
onun için önemli olan herşeyi elinden almalıyız. | Open Subtitles | نحتاج أن نأخذ كل شئ مهم بالنسبة له |
O yüzden bu onun için önemli. | Open Subtitles | لهذا السبب فهو مهم بالنسبة له |
Bu onun için önemli. | Open Subtitles | حسنا, أنه مهم بالنسبة له |
onun için çok önemli bir proje olmalı, değil mi? | Open Subtitles | يبدو أنّه عملٌ مهم بالنسبة له ، إذاً ؟ |
Bu onun için çok önemli. | Open Subtitles | هـذا الأمـر جـد مهم بالنسبة له |
Josh, bu onun için çok önemli. | Open Subtitles | جوش , هذا مهم بالنسبة له |