Yüzsüz tepeye yollar açıldı ve çok daha fazla inşaat malzemesi getirildi. | Open Subtitles | و الطرق تم بنائها على التلال و الكثير من مواد البناء تم جلبها |
Oradan bir sürü inşaat malzemesi çalındı. | Open Subtitles | كمية كبيرة من مواد البناء سرقت من هناك |
Şimdi, dinle... inşaat malzemelerinin değiştirilmesi ve farklı malzeme kullanılması konusunda kararları benim vermeye yetkim vardı ve bu kararlar inşaat kurallarına uygundu bu kurallara sadık kaldım, kahretsin ki, öyle yaptım! | Open Subtitles | أصغ إليّ الآن... أية قرارات اتخذت بشأن استخدام مواد البناء البديلة... اتُخذت لأنني كمقاول مُخول لاتخاذتلكالقرارات.. |
Yapımında kullanılan malzeme. | Open Subtitles | انها تريد ان تكون مواد البناء. |
Fakat inşaat malzemeleri veya her neyse, onların dışarıya taşındığını nasıl biliyorsun? | Open Subtitles | لكن ، كيف عرفت بشأن قضية مواد البناء أو مهما يكن ؟ |
İnşaat malzemeleri ihtiyacı ve enerji-elektrik ihtiyacı. | TED | الحاجة إلى مواد البناء والحاجة إلى الكهرباء والطاقة. |
Merhaba, Marge. Becerikli Homer için malzeme mi alıyordun? | Open Subtitles | مرحباً يا (مارج)، أتشترين مواد البناء من أجل (هومر)؟ |
Evler için inşaat malzemeleri, şeker satmak için sözleşmeleri oluyor. Böylece büyük miktarlarda etanol ve enerjiyi yerel olarak üretebiliyoruz. | TED | ويحصلوا على مواد البناء للمنازل، عقد لبيع السكر لذا نستطيع إنتاج كمية ضخمة من الايثانول والطاقة محليا. |
İnşaat malzemeleri o zaman. İhtiyacımız olan az metali işlemek için bereketli kerestemiz ve demir cevherimiz var. | Open Subtitles | و ماذا عن مواد البناء لدينا ما نحتاج من الأخشاب و من الحديد الخام |