Esaret ve hapishaneler var olduğundan beri sevdiklerini oralardan kurtarmak için tüm kaynaklarını seferber ediyorlar. | TED | لقد قاموا معًا بتجميع مواردهم لشراء حرية أحبائهم. طالما وُجدت العبودية وزنزانات السجون. |
kaynaklarını gelişmek için kullanamıyorlardı, çünkü borç ödüyorlardı. | TED | لم يستطيعوا استخدام مواردهم للاستثمار في تطورهم لأنهم كانوا يدفعون الدين |
İnsanları kendi kaynaklarını geliştirmeleri için teşvik ederseniz, onların haysiyetlerini korumuş olursunuz. | Open Subtitles | عندما تشجع وتساعد الناس لتطوير مواردهم الطبيعية فأنت تفعل اكثر من مجرد وضع الخبز فى افواههم انت تضع الكرامة فى قلوبهم |
kaynaklarını daha iyi yönetemiyor olmaları bir utanç. | Open Subtitles | من العار أنهم لا يستطيعون إدارة مواردهم بشكل أفضل |
Dış hattaki onca kaynaklarına rağmen orada olduğunuzdan bihaber olurlar. | Open Subtitles | و مع كل مواردهم المحيطة بالخارج لن يعرفوا أنكم هناك |
Hâlâ Song'un gizli örgütüne ve güneydeki kaynaklarına erişimin var mı? | Open Subtitles | أما زالت لديك إمكانية الوصول إلى المقاومة التابعة ل"سونغ" وكل مواردهم في الجنوب؟ |
Alman halkı, sanayi kaynaklarını ele geçirmede Ruslara yardıma zorlandı. | Open Subtitles | أجبر سكان ألمانيا على مساعدة الروس في الإستيلاء على مواردهم الصناعية |
Bütün kaynaklarını, beni bulmak için kullanıyorlar. | Open Subtitles | انهم يكرسون كل مواردهم للعثور علىّ الآن اختر مكاناً جديداً |
Fakat çok fazla büyüdüler ve kaynaklarını tükettiler. | Open Subtitles | لكنهم نمو أكثر من اللازم واستنفذوا مواردهم |
kaynaklarını birleştirmek bu toplumların uzun süredir ayakta kalmasına yardımcı oldu. | Open Subtitles | مُشاطرة مواردهم أعانت هذه المجتمعات على البقاء لزمنٍ طويل |
Git, işgal et, kontrol altına al, kaynaklarını sömür, | TED | أنظروا , إحتلوا ، إقهروهم , وخذوا مواردهم . |
Barınak olarak nereleri kullanıyorlardı? Üreme kaynaklarını nereden alıyorlardı? | TED | أين يحصلوا على مواردهم الإنجابية؟ |
kaynaklarını birleştirmişler ve bir çok gemi inşa etmişler. | Open Subtitles | اذاً قاموا بتجميع مواردهم وبنوا سفناً |
Evet, Detroit'i vuran kriz yüzünden tüm mali kaynaklarını yitirdiler. | Open Subtitles | ، نعم ، لقد خسروا جميع مواردهم المالية . "بسبب سوء الاقتصاد في "ديترويت |
Şahısların, kaynaklarını bizi daha önce keşfedilmemiş yerlere götürecek teknolojiyi geliştirmek için harcadıkları harika bir çağdayız. Ve dünyadaki okyanuslar... neredeyse klişe ama tüm gezegenimizin yüzde 70'i ve bunun yüzde 95'i keşfedilmemiş. | TED | بحيثُ ينفقُ الناس بصفتهم أفراداً مواردهم الخاصّة لتطويرِ تقنيّاتٍ تستطيعُ أن تأخُذنا إلى أماكن لم تستكشف بعد. وإنّ محيطاتِ العالم تشكّلُ في الحقيقة 70 بالمئة من كوكبنا، حتى لو بدت هذه المقولةُ مبتذلة، و95 بالمئة منها غير مكتشفةٍ بعد. |
Bilmek istediler; yiyecek kaynaklarını azalmaktan nasıl koruyabileceklerini ve yorulduklarında aç kalma riski olmadan nasıl dinleneceklerini, nasıl ısınacaklarını, serinleyeceklerini, güvende olacaklarını acı çekmeden bilmek istediler. | TED | أنهم تمنوا أن يعرفوا كيف يحافظوا على مواردهم الغذائية من التلف و كيف يمكنهم الإسترخاء عندما يكونوا متعبين من غير المخاطرة بأن تصيبهم مجاعة و كيف يشعرون بالدفئ والبرودة والآمان بأقل قدر من الالم . |
Sovyetler'in kaynaklarını roketlere ve başka işe yaramaz makinelere akıtarak çökmelerini sağlayan akıllıca bir propoganda olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أظنّها كانت حملة دعائيّة ذكيّة حيث السوفييت أفلسوا أنفسهم... جرّاء توجيه مواردهم لصناعة الصواريخ وآلات أخرى عديمة الفائدة |
Savaş çıktığında Zairon'un düşmanlarını destekleyen şirketler kaynaklarını çekmek zorunda kaldılar. | Open Subtitles | عندما أندلعت الحرب . قامت الشركات بدعم أعداء (زايرون) كان عليهم أن يسحبوا مواردهم |