Çıktın artık. devam etmelisin. Farklı bir şeyler yap. | Open Subtitles | يجب عليك مواصله حياتك والقيام بشيء مختلف |
Belki de sadece geri dönüp daha güvenli bir yol bulana kadar kaçmaya devam etmeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجدر بنا فقط مواصله الهرب حتى نتوصل الى خيار آمن |
Onun için artık vedalaşalım mı? Sen de hayatına devam edersin. | Open Subtitles | فلماذا لا نودع بعضناً لكي تتمكن من مواصله حياتك |
Ama takıldılar. devam edemeyecek kadar hasta | Open Subtitles | لكنه عالق هناك الآن و غير قادر على مواصله الرحله |
Bunu uzun süre devam ettiremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا مواصله هذه التمثيليه لفتره طويله |
Yani, bu işi mahkemeye götürmeden hayatına devam edebilmenin bir yolu varsa, o yolda ilerlerim. | Open Subtitles | لذا اذا كانت هناك اي طريقه يمكنك فيها من مواصله حياتك بدون الذهاب الي المحكمه فهذا ما اود فعله |
Ama bu düzenlemeyle ilgili sorunun varsa eğer, ...konuşmamız gerekir, çünkü burada çalışmaya devam edip etmeyeceğimi bilmem gerek. | Open Subtitles | لكن إذا كان لديك مشكله مع هذا الإتفاق فعلينا أن نتحدث لأنني أريد أن أعرف إذا كان بإمكاني مواصله العمل هنا |
Bu askaralığa daha ne kadar devam edebilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا ادري الى متى استطيع مواصله هذه التمثيليه |
Şu ana kadarki sicilim çok parlak... ve bu şekilde devam etmesini istiyorum. | Open Subtitles | .... سجل انجازاتى كان نموذجيا لفتره طويله ولدى النيه الكامله على مواصله ذلك ... |
Kayıt formu belki eğitime devam etmek istersin. | Open Subtitles | تقرير, اذا اردتِ مواصله امرِكِ. |
Güzel! Böyle, içmeye devam edebilirim. | Open Subtitles | جيد، بهذا الشكل سأستطيع مواصله الشرب |
Çiftçi konukseverliği. devam etmeliyiz. | Open Subtitles | ضيافه المتخلف علينا مواصله التحرك. |
Şu şarkıyı söylemeye devam etmek için ısrar ettin. | Open Subtitles | أصررتِ على مواصله غناء تلك الاغنيه |
Bu sizin devam etmenize engel oluyor. | Open Subtitles | انه الحاجز الذي يمنعك عن مواصله حياتك |
- Daha? İstediğin kadar denemeye devam et. | Open Subtitles | يمكنك مواصله المحاوله ان اردت |
devam etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب مواصله السير |