Elçiliğimiz ele geçirilmiş durumda ve 60'dan fazla Amerikan vatandaşı.. | Open Subtitles | سفارتنا تم الاستيلاء عليها, و اكثر من ستين مواطناً امريكياً |
Burada yapay ayağa sahip bir Amerikan vatandaşı ve oğlu var. | TED | هاهو مواطناً امريكياً برفقه ابنه ولديه رجلاً صناعيه |
Ama bir kez buranın vatandaşı olursan tüm kardeşlerini, teyzeni, amcanı, kuzenini buraya getirmene yardım edebilirim. | Open Subtitles | لكن بمجرد ان تصبح مواطناً أمريكياً, يمكنني مساعدتك لتحضر كل إخوتك واخواتك, خالاتك وأعمامك واولادهم |
Ve birisinin bu duyguları ne kadar azsa uyanıp, işe gidip, iyi bir vatandaş olabilir. | Open Subtitles | و بمشاعِر أقَّل، يُمكنُ للمرء أن ينهَض و يذهَب للعمَل و يكون مواطناً صالحاً |
Sıradan bir vatandaş olduğum zaman umarım daha yakın arkadaş oluruz. | Open Subtitles | عندما أصبح مواطناً عادياً أتمنى أن نصبح أصدقاء أفضل |
2 düzine Çin vatandaşı hayatını kaybetti. | Open Subtitles | لدي 24 مواطناً صينياً ميتاً، وعميلة فدرالية يعتدى عليها، |
Federal bir teşkilata girmek için ABD vatandaşı olmak gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ظننت إنه يجب أن يكون المرء مواطناً أمريكياً لينضم إلى وكالة فيدرالية |
Elçiliğimiz ele geçirildi ve 60'dan fazla Amerikan vatandaşı rehine olarak tutulmaya devam ediyor. | Open Subtitles | سفارتنا تم الاستيلاء عليها, و اكثر من ستين مواطناً امريكياً |
Bu da, Amerikan vatandaşı olma şansınız var demektir. | Open Subtitles | والآن هذا يعني أنك ستحصل على فرصة لتصبح مواطناً أمريكياً |
Adaletin yerini bulduğundan ve İbrahim Jarrah'ın Amerikan vatandaşı olmasından emin olmak için buradayız. | Open Subtitles | نريد أن نتأكد من وجود العدالة وأن يصبح ابراهيم جارا مواطناً أمريكياً |
Şunu söyleyeyim, kimse bu konuda susmayacak ta ki Amerikan vatandaşı olana kadar. | Open Subtitles | وسأخبرك أنهم لن يستطيعوا أن يجعلوك تصمت حتى تصبح مواطناً أمريكياً |
Adam, kendi beyaz erkek haklarını bırakmayı istiyor... ikinci sınıf bir vatandaş olmak için... o zaman, hey, dünyamıza hoşgeldi! | Open Subtitles | غذا كان صاحبنا يريد التخلي عن حقوقه كرجل أبيض ليكون مواطناً من الدرجة الثانية فمرحباً بك في عالمنا |
Her gün uyanmaktan ve normal bir vatandaş gibi gerçek bir insan olmaktan. | Open Subtitles | أخشى الاستيقاظ كلّ يوم ومحاولة أن أكون مواطناً حقيقيّاً، إنساناً حقيقيّاً |
Bir tesadüf oldu ve Amerikan vatandaş olma hakkını kazandım. | Open Subtitles | لقد سنحت لي الفرصة كي أصبح مواطناً أمريكياً بالصدفة. |
Yararlı bir vatandaş nasıl olunur orada öğrenirsin ve yaptıklarının sonuçları olduğunu anlarsın. | Open Subtitles | ستتلقى التوجيه الذي تحتاجه من أجل أن تصبح مواطناً جيداً وتفهم أن |
Örnek bir vatandaş olmayabilirim. Ama ne olduğumu Gates'in içinde asla ifşa etmedim. | Open Subtitles | ربما لست مواطناً مثالياً لكني لم أخرج ما فيّ داخل المُجمّع |
- İyi bir vatandaş hükümetininin temsilcilerine bir uçağı olduğunu ve bunu seve seve vereceğini söylerdi. | Open Subtitles | ألا تظن إن مواطناً صالحاً كان ليخبر ممثلي حكومته إن لديه طائرة ؟ ثم يقدمها بكامل إرادته ؟ |
Elvis Presley örnek vatandaştı. | Open Subtitles | ألفيس برسلي كان مواطناً نموذجياً |
Elindeki tek kanıt suçsuz bir vatandaşın, halka açık bir yolda kamuya ait bir binanın fotoğraflarını çekmesinden ibaret. | Open Subtitles | فالدليل الوحيد الذي تملكه هو أنّ مواطناً بريئاً يقف في شارع عام ويلتقط صوراً لمبنى عام |
Sana hikayeler anlatıyor, değil mi? İyi bir yurttaş olmak istediğini söylüyor. | Open Subtitles | إنه يخبرك قصصاً إنه يريد أن يصبح مواطناً صالحاً |
7 yıl önce Suriye'den gelmiş. Geçen haziranda vatandaşlık almış. | Open Subtitles | قدِم من (سوريا) منذ سبع سنوات وأصبح مواطناً منذ "يونيو" الماضي |
Ama Amerikan vatandaşısınız. | Open Subtitles | ولكنك ما تزال مواطناً أمريكياً |