Günlük yaşantınıza geri dönerken kendinize şunu sorun: Topluma yardım etmek için yeteneklerimi nasıl kullanıyorum? | TED | لذا اسائِلوا أنفسكم في حياتكم اليومية: كيف أستخدم مواهبي لمساعدة المجتمع؟ |
Ona ucuz bir örgütü olduğunu söylediğimde beni dinlemedi, ben de tek yolu yeteneklerimi kullanarak kendi örgütümü kurmakta buldum. | Open Subtitles | "عندما قلت لهم أن منظمتهم لم تكن منتجة بالنسبة للتكلفة لم يصغوا إليّ" "لذا شعرت أن الطريقة الوحيدة لإستثمار مواهبي" |
Ve çalışkanlığım ve yeteneklerimin karşılığını nihayet alacaktım. | Open Subtitles | ومن أجل عملي الصعب و مواهبي سأحصل علي زيادة في مرتبي |
Bu yeni Yeteneklerim yerine... eskilerine kavuşup tekrar bir öğretmen olmayı yeğlerim. | Open Subtitles | أود لو أنسى مواهبي الجديدة قريباً سَأَعُود إلى مواهبي القديمة سَأكُون معلّماً ثانيةً |
Son zamanlardaki gizli yeteneklerimden biri herhalde. | Open Subtitles | على ما يبدو بأنها إحدى مواهبي الخفية مؤخراً |
yeteneğimi tam olarak kullanabileceğime söz verdiniz, ...ve sizden tek istediğim bu. | Open Subtitles | لقد وعدتنّي بالتعبير الكامل عن مواهبي ورؤيتي وهذا كل ما أردتهٌ يومًا من هذه الحياة |
Majesteleri, sahip olduğumdan daha fazla yeteneğim olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أعتقد أن جلالتك لديك فكرة أكبر عن مواهبي مني |
Denge kurmak pek çok yeteneğimden biridir. | Open Subtitles | التقلب فقط واحد من العديد من مواهبي |
yaşamayan ve benim yeteneklerimi takdir eden birisiyle anlaşmam var. | Open Subtitles | من أفراد تحديات الحياه والتي تـُقدر مواهبي المتعددة |
yeteneklerimi insanları zengin etmek için kullandım ve elime geçen tek şey lanet olasıca bir kimlik bunalımı. | Open Subtitles | انا استخدمتُ مواهبي لجعل الناس اثرياء وكل ما حصلت عليه بالمقابل هو ازمة هوية لعينة |
Öyle. Nihayet, yeteneklerimi imparatorluk için kullanabileceğim bir yer buldum. | Open Subtitles | بالفعل، وجدتُ أخيراً مكاناً أين يمكن إستعمال مواهبي الأخرى لمصلحة الإمبراطورية. |
Avlanma mevsimini yasaklamalarından sonra eşsiz yeteneklerimi kullanacak başka bir alan bulmam gerekiyordu. | Open Subtitles | مُنذُ أن جعلوا موسم الصيد المفتوح غير قانوني فتعيَّنَ عليَّ أن أجدَ شيئاً آخر يتناسبُ مع مواهبي الفريده |
Diğer yeni yeteneklerimi uygulayacağım üst kata dönene kadar bekle. | Open Subtitles | انتظر فقط حتى أستخدم مواهبي الجديدة الآخرى |
Ama o kibirli çiftlik patronları yeteneklerimin kıymetini bilmedi. | Open Subtitles | لكن رؤساء المزرعة المغرورين لم يستطيعوا أَن يقدر مواهبي. |
Öyle bir şey bulmalıyım ki, komik ve akıllıca olmalı ayrıca, allah vergisi cinsel yeteneklerimin boyumla orantılı olmadığını inceden inceye belirtmeli. | Open Subtitles | عليّ أن أفكّر بشيء مضحِك و ذكي ويعطي انطباعاً راقِياً بأنّ مواهبي الجسدية تفوق ما يظهر في شكلي الخارجي. |
En çok işe yarayacağım yeteneklerimin kıymetinin bilindiği bir yere gitmek istedim. | Open Subtitles | أردتُ الذهاب إلى مكان ما أين يمكنني أن أكون مفيداً لأقصى درجة. أين تُقدّر مواهبي. |
Yeteneklerim ona çikolata parçacıkları mı yoksa yulaf ezmesi mi ister diye sormanın ötesinde. | Open Subtitles | مواهبي تفوق سؤال ما إذا كان يريد رقاقة شوكولاتة أو دقيق الشوفان |
Geçin dalganızı siz ama Yeteneklerim için beni ödüllendirmeyi kabul eden seçimle ilgili bir takım insanlar buldum. | Open Subtitles | هيّا، اسخروا منّي ولكنّني وجدت جمهور مستعد لمكافئتي على مواهبي |
Dowager Düşesi, yeteneklerimden övgüyle bahsedecek kadar nazikti. | Open Subtitles | كانت الدوقة الارمله لطيفة كفاية بالإطراء عن مواهبي |
yeteneklerimden sadece biri. Masayı süpürmek gibi. | Open Subtitles | نعم، واحدة من مواهبي المتعددة، كتنظيف المائدة. |
Çiftçilik yeteneğimi henüz bilmiyorum ama elimden gelenin en iyisini yapacağım. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حتى الآن ما هي مواهبي في الزراعة لكني سأبذل ما بوسعي |
Fakat yeteneğimi her kullanışımda bir bedel oluyor. | Open Subtitles | لكن دائما هناك ثمن عندما استخدم مواهبي |
Lois, beni bulunduğum yere üstün yeteneğim getirdi. | Open Subtitles | لويس سفير مواهبي جعلني ما أنا عليه اليوم. |
Pek çok yeteneğimden biridir. | Open Subtitles | إنّها واحدة من مواهبي العديدة. |