Öldükleri gün ailenle kavga ettiğini söyledi sadece. | Open Subtitles | فقط أنّكَ تشاجرت مع والديك في يوم موتهما. |
Öldükleri andaki konumda, iki insan bedeni. Bir erkek ve bir kadın. | Open Subtitles | شخصان, تماماً كما كانا لحظة موتهما. |
Ölümleri öyle beklenmedik oldu ki. | Open Subtitles | موتهما , كان شيئاً مربكاً جداً بالنسبة لي |
Ölümleri ve yeniden doğuşları en önemli mahsülleri olan mısırla ilişkilendiriliyor. | Open Subtitles | قِصة موتهما و ولادتهما مُجدداً ارتبطت بنمو محصولهم الرئيسي الــذرة |
Bu ölümlerini nasıl daha iyi hale getiriyor ki? | Open Subtitles | كيف يمكن أن يجعل موتهما أقل فظاعة؟ |
Evrenin onların ölmesini istediğini düşündüğünü biliyorum ama ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | انظر، أعرف أنك تظن بأن الكون يريد موتهما |
Burası, Timothy Treadwell ve Amie Huguenard ın Öldükleri bölgeye giden yol. | Open Subtitles | هذه طريق تيموثي وإيمي نحو مكان موتهما. |
- Helena ile tanıştıkları yer ve nasıl Öldükleri. | Open Subtitles | -مكان مقابلتهما لـِ(هيلينا ) -وكيفية موتهما |
Öldükleri için üzgün değilim. | Open Subtitles | -لستُ آسفًا على موتهما . |
Ölümleri büyük şanssızlıktı, şartlar öyle gerektirdi. | Open Subtitles | موتهما كان مؤسفا كانو ضحايا الظروف |
Ölümleri nasılmış? | Open Subtitles | حسناً ، موتهما ماذا حدث؟ |
Ölümleri Malarkey'i ağır etkiledi. | Open Subtitles | موتهما هز "مالاركي" بشده |
Kendi ölümlerini sahneliyorlar. | Open Subtitles | أنهما ينظما موتهما. |
Onların ölümlerini hiç mi trajik bulmuyorsun? | Open Subtitles | ألا تعتبر موتهما مأساة ؟ |
Annesi ikisinin de ölmesini istiyor. Kimse konuşmuyor, iyileşmiyor. | Open Subtitles | والأم تريد موتهما كلاهما |