Her bir şov daha önceleri var olmayan yüzlerce işi var ediyor. | TED | كل عرض يخلق المئات من فرص العمل لم تكن موجودة من قبل. |
Bir dövme belki sonsuza kadar kalmaz, ama dövmeler varolan tüm kültürlerden daha uzun süredir var. | TED | إذاً ، فالوشم قد لا يبقى بشكل كامل للأبد لكن الوشوم موجودة من قبل كل الحضارات الموجودة. |
Ve bu durmadı. 1990'larda, 1990'dan önce var olmayan özgür ülkeler oluştu. | TED | في سنوات التسعينات 1990، وهذه هي الدول ذات السيادة لم تكن موجودة من قبل عام 1990. |
Ki seni her daim seven ve yanında olan bu kadın bundan böyle sahip olunamayacaksa? | Open Subtitles | هذه المرأة الوحيدة التي دائماً أحبتك و كانت موجودة من أجلك ستكون بعيدة المنال للأبد |
Hepimiz birbirimizin yanında oluyoruz. | Open Subtitles | انت دائماً تكونين موجودة من أجل أصدقائك. |
Ne hissedersen hisset daima onun yanında olmalısın. Anladın mı beni? | Open Subtitles | وانت كل ما تملك , فمهما كان شعورك يجب ان تكوني موجودة من أجلها , هل فهمتي؟ |
Büyük trafiğe dahip olmadan önce mevcut olmayan siteleri gördünüz. | TED | لقد رأيتم مواقع لم تكن موجودة من قبل ,تتلقى عدد هائل من الزوار |
400 milyon yıllık serüvenin bir çok yararı var. | TED | ميزة موجودة من 400 مليون سنة من التكيف والتطور |
Bunun önceden var olan bir hastalık olup olmadığını araştırıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يتحرون عن ما إذا كانت هذه الحالة موجودة من قبل |
Muhtemelen başına gelenleri hak eden biri için var olduğundan emin olmadığım bir kızı köşe bucak arayacak vaktim olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ربما هي غير موجودة من أجل شخص اخذ ما يستحقه على اية حال؟ |
Bizim daha çok zamanımız var demek bu kozmolojik sorunları çözmek için bu genişlemeyi çözmek için çalışıyorlar. | Open Subtitles | تحت تأثير قوة تحاول أن تجمعهما ببعضهما بعضا ولم تكن هذه الحسابات موجودة من قبل |
Biraz mesafe koymamı istemiştin, ama sanırım o mesafe zaten var. | Open Subtitles | لقد قلت أن عليّ أن أنصب بعض المسافة ولكن .. ربما أن المسافة موجودة من قبل |
"Oğlumun yanında olacağım" dediğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكرين عندما قلتي أنكي ستكوني موجودة من أجله؟ |
Onun yanında olmak görevim sayılır, farkındayım ama bir noktadan sonra, ağlayacağını düşündüm ve... | Open Subtitles | أنا أعلم أنه، مثل وظيفتي أن أكون موجودة من أجله وكن في مرحلة ما، كنت اعتقد أنني سوف أبكي، وكنت مثل |
Gençlik yıllarında ve üniversite zamanında yanında hep ben vardım. | Open Subtitles | انا كنت موجودة . من اجل سنوات المراهقة . و الكلية |
Seks daveti alırken yanında olabildiğim için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا ممتنه أنى كنت موجودة من أجلك حينما إنخفضت غنائمك |
Hep senin yanında olmadım mı? | Open Subtitles | ألم أكن موجودة من أجلك دائماً؟ |
Sınırsız bir ölçekte daha önce dünyada olmayan yeni kimyasallar. | Open Subtitles | على نطاق غير محدود المواد الكيميائية الجديدة التي لم تكن موجودة من قبل |