| Bütün bu olanlara rağmen Dünya'nın hâlâ benim evim olduğu düşüncesinden kurtulamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التخلص من مشاعري تجاه بالأرض بالرغم من كل ماحدث، الأرض ماتزال موطني |
| Çok üzgünüm fakat herzaman burası Benim evim oldu. | Open Subtitles | أنا آسف يا عزيزتي ولكن هذا موطني وسيكون دائماً |
| evim olup olmaması, bu toprakları veya ülkeyi sevip sevmediğimin önemi yok. | Open Subtitles | لايهم إن كان هذا موطني الآن ولا يهم إن كنتُ أحب هذه الدولة، أو الارض |
| Ama şimdi bu adayı ikinci yuvam gibi... Uçak! | Open Subtitles | ولكنني الآن تعلمت أن أحب هذه الجزيرة وكأنها موطني الثاني |
| Bunu yaptım çünkü evimi seviyorum ve dışarıdakilere yardım etmek istedim. | Open Subtitles | لقد فعلت هذا لأنني أحب موطني وأردت أن أقدم له المساعدة... |
| Eve dönmemi sağlayacak kişinin sen olabileceğinden her zaman emindim. | Open Subtitles | لطالما عرفت أنّك التي ستساعدينني في إيجاد طريقي إلى موطني. |
| Ben uzun yıllar karanlıkta yaşadım. Karanlık benim evim. | Open Subtitles | إنني مكثت بالظلمات لسنين عديدة، حتى صار الظلام موطني. |
| Ama Kuzey benim evim olduğu için kabul ettim. | Open Subtitles | ولكنني قبلت بهذا المنصب لأني الشّمال هو موطني. |
| İki kardeşimle beraber evim olan Kerala'daki en büyük emlak şirketini kurdum. Daha sonra da profesyonel olarak Hindistan'ın en büyük iki iş adamlarından biri ile onların ilk yatırımlarında çalıştım. | TED | أنشأت مع أخوين لي شركة عقارات رائدة في موطني كيرلا وبعدها عملت بصورة محترفة مع إثنين من أكبر رجال أعمال الهند ولكن في بداية مشاريعهم الريادية |
| Ama evim, hangi gemideysem orası. | Open Subtitles | لكن موطني هو أي سفينة أنا عليها |
| Buraya bir ailem olsun diye geldim. Burası benim evim. | Open Subtitles | فلقد اتيت لأكون عائلة فهذا موطني |
| evim ormanın derinliklerindedir dağın eteklerinin yakınında. | Open Subtitles | موطني هنا في الغابة قريب من جذور الجبل |
| evim ormanın derinliklerindedir dağın eteklerinin yakınında. | Open Subtitles | موطني هنا في الغابة قريب من جذور الجبل |
| Sizinle takılmak çok eğlenceliydi fakat sonuçta burası yuvam. | Open Subtitles | ولكن بقدر ما كان من الممتع مصاحبتكما هذا هو موطني |
| En yakın arkadaşım diye gördüğüm adam evimi ve kardeşlerimi elinde tutuyor. | Open Subtitles | الرجل الذي اعتبرته اقرب أصدقائي احتل موطني وإخوتي. |
| Çürümüş ölüleri ve ölümü koklamaktan bıktım artık. Eve dönüyorum! Annemi istiyorum. | Open Subtitles | سأعود إلى موطني أنا بحاجة لأمي وهي بحاجة لى |
| Onlar için ölüyüm artık evime gidemem. | Open Subtitles | أنا كالميتة بالنسبة لهم و لا أستطيع العودة الى موطني |
| Çok eğlenceli, saldırmaktan çekinmeyen insanlara karşı Ülkemi korumak için orduya katıldım ve sizde bu yüzden evraklarımı kontrol ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنه لمن المضحك، رغم ذلك، أنت تتحقق من أوراق عملي، لان السبب الحقيقي لالتحاقي بالجيش كان الدفاع عن موطني |
| Polisten kaçmamın nedeni eski evimde yaşadıklarımdı. | Open Subtitles | لقد هربت من الشرطة بسبب ما حصل لي في موطني |
| Yakın zamanda Kamakura'ya gideceğiz, benim Memleketim, | Open Subtitles | قريبًا سنسافر إلى بلدة كماكورا ذلك موطني |
| Kendi ülkem Uganda örneğini vermek istiyorum, ve buraya yardımları getiren teşvik yapısını. | TED | أريد أن أستخدم مثالاُ من موطني يوغندا وهذا نوع هيكل الحوافز الذي جلب المعونة هناك. |
| Evdeyken lisede öğretmendim. Vermont'da. | Open Subtitles | أنا قد قمت بالتدريس هناك في موطني في المدرسة الثانوية في فيرمونت |
| Ben yuvamı terk etmeden önce ailem beni uygun biriyle evlendirmeyi garanti altına almak için her yolu denediler. | Open Subtitles | قبل أن أغادر موطني الأصلي والديّ قاموا بجهود كبيرة |
| Ben de aslen oralıyım. Doğma büyüme Bit Çukuru. | Open Subtitles | موطني الأصلي هناك، في حي "فلي بوتوم" ولدت وتربيت |
| geldiğim yerde misafirler saygıyla karşılanır kapılarda aşağılanmazlar. | Open Subtitles | في موطني الضيوف يعاملون باحترام ولا يهانون عند البوابات |
| doğduğum yeri bırakıp Birleşik Devletler'e gelene kadar, bu kelimelerin etkisini kavrayamamıştım. | TED | ما إن غادرت موطني الأصلي إلى الولايات المتحدة حتى لاحظت تأثير كلماتها. |