Senin dikkatsiz oğlun olarak ve senin beceriksiz çalışanın olarak bunu yasaklıyorum! | Open Subtitles | بصِفتي إبنُك الغافل، و بصِفتي موظفك الغير كفؤ.. |
O senin çalışanın, bunu senin söylemen gerekmez mi? | Open Subtitles | هو موظفك , ألا يجب ان تخبرينى انت؟ |
Eski çalışanın Trey McCann'in R.G.'de işe girdiğini duydun ve bir fırsat gördün. | Open Subtitles | سمعت أن موظفك القديم (تري ماكان)، كان معروفاً في المؤسسة الإصلاحية ورأيت فرصة |
çalışanınız bana küfretti ve beni saldırganca tehdit etti. | Open Subtitles | إن موظفك إستخدم ألفاظ بذيئة وهددني بالعنف. |
Bayım, çalışanınız yanlış bir fikre kapılmış. | Open Subtitles | سيدي، موظفك استنتج الفكرة الخاطئة |
Görünen o ki, elemanınız fırını yakıyormuş ve sigarası gazı tutuşturmuş. | Open Subtitles | إذا , يبدو أن موظفك كان يشعل فرن عندما اشعلت سيجارته خط الغاز |
O kaydoldu. O senin çalışanın. | Open Subtitles | لقد اشترك، وهو موظفك. |
Adams, senin çalışanın... ve onun uşağı. | Open Subtitles | (آدمز)، موظفك وخادمه |
çalışanınız ayrılamıyor çünkü bir isyan başlattı. | Open Subtitles | موظفك لن يغادر لأنّه مضطرب قليلاً. |
Yani çalışanınız Mick Danzig için polise rüşvet verilmesi hakkında aracılık yaptınız mı yoksa yapmadınız mı? | Open Subtitles | إذاً هل تقول أنك استخدمت نفوذك مع الشرطة ودفعت لهم رشوة فيما يخص موظفك (ميك دانزيغ) أم لا؟ |
Homer Simpson, güvenilir çalışanınız. | Open Subtitles | أنا (هومر سمبسون)، موظفك المؤتمن |
çalışanınız bir katil. | Open Subtitles | موظفك هو قاتل |
elemanınız, Jefferson, Benim biletlerimi kabul etmek istemiyormuş. | Open Subtitles | -جيرالدو)) موظفك (جيفرسون) لا يقبل تذاكري |
Peki ya diğer elemanınız, Ignacio Llosa? | Open Subtitles | ماذا عن موظفك الآخر (أيغانسيو لوسا ) ؟ |