| Los Angeles'tan yeni geldim ve müvekkillerimi görmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد وصلت للتو من لوس أنجلس و أرغب في رؤية موكليني |
| Beni buna inandırdın, bu sayede müvekkillerimi çalabilecektin. | Open Subtitles | جعلتني أصدق ذلك ، حتّى يتسنى لك سرقة موكليني |
| Gerçekten, eski müvekkillerimi ben farketmeden çalabileceğini düşündün mü? | Open Subtitles | أفكرت حقاً أنك قادر على نهب أقدم موكليني دون أن أعلم؟ |
| Müşterilerimi kaybettim. İşimden oldum. Şimdi de evimi ve arabamı satmam gerek. | Open Subtitles | خسرت موكليني و خسرت عملي و علي أن أبيع المنزل و السيارة |
| Seninle Müşterilerimi konuşacak değilim. | Open Subtitles | ولن أناقش موكليني معك. |
| müvekkillerime sıkça yalnız olmamalarını tavsiye ederim. | Open Subtitles | كثيراً ما أشير على موكليني على ألا يكونوا وحدهم |
| Maalesef müvekkillerime danışmadan anlaşma yapamam. | Open Subtitles | لسوء الحظ, لا يمكنني برم أي صفقات من دون مشاورة موكليني |
| müvekkillerimin yalanlarını elekten geçirerek yeterince vaktimi harcıyorum. | Open Subtitles | أهدرت الكثير من الوقت في التحقق من أكاذيب موكليني. |
| Bu yüzden bana müvekkillerimi geri ver yoksa Pearson Specter Litt'teki tek mirasın firmanı toprağa gömmek olacak. | Open Subtitles | أعيدا إلي موكليني إذاً وإلا سترسخان أنكما دمرتما شركتكما كإرث لكما |
| - Müşterilerimi korumam gerek. | Open Subtitles | . يجب أن أحمي موكليني |
| Geri dönülmez noktaya geldiğimiz için her zaman müvekkillerime bir gün daha verme aşamasındayım ben. | Open Subtitles | لكن بما أننا بنقطة اللا رجوع دائماً اُلح على موكليني بإعطاء يوماً واحداً |
| Ben müvekkillerime genelde yakalanmadan önce kaçmalarını tavsiye ederim. | Open Subtitles | عادة أنصح موكليني بأن يهربوا قبل أن يتم القبض عليهم |
| Mahkeme bir hafta içinde başlayacak ama sen müvekkillerimin ifadelerini almadın. | Open Subtitles | المحاكمة ستبدأ خلال أسبوع ولم تستجوبي موكليني بعد |
| müvekkillerimin işlerini başkalarıyla tartışmam. | Open Subtitles | أنا لا أتكلم في خصوصيات موكليني |