Senin yeteneğin, benim param. | Open Subtitles | أنتي استثمري موهبتكِ وأنا سأستثمر مالي |
İnsanları kızdırmak senin en iyi yeteneğin değil mi? | Open Subtitles | ، أليس إغضاب الناس موهبتكِ الأولى؟ |
Sürekli yeteneğini eleştirirler. Her yanlışını duyarlar. | Open Subtitles | يدقّقون في موهبتكِ بإستمرار يسمعون كلّ خلل. |
Evet, hepimiz yeteneğini gördük. | Open Subtitles | نعم ، حسناً ، لقد رأينا موهبتكِ |
Bir oyuncu olarak yeteneklerini göstermemen hata olurdu, ve bir şarkıcı olarakta oldukça güzel bir sesin var. | Open Subtitles | سيكون من غير العادل، عدم عرض موهبتكِ كممثلة ومغنيّة فأنتِ تملكين صوتاً جميلاً، وتجيدين دور المتشرّد |
Hırsınızın, yeteneğinizden çok olması ne yazık. | Open Subtitles | من السيئ أنَّ طموحكِ تتغلب على موهبتكِ |
Hem tasavvur hem de yetenek sahibisin. | Open Subtitles | موهبتكِ ورؤيتك |
Bence bu yüzden değil. yetenekli olduğunuz için göze batıyorsunuz. | Open Subtitles | لا أظن ذلك، أعتقد أن ما يجعلكِ بارزة هي موهبتكِ. |
yeteneğini kaybetmemişsin. | Open Subtitles | لم تفقدي موهبتكِ |
- Neden yeteneğini böyle harcıyorsun? | Open Subtitles | -لمَ تضيعين موهبتكِ في هذا الهراء؟ |
Vega senin yeteneğini harcıyor. | Open Subtitles | أنت لست جادأً (فيكا) تهدر موهبتكِ |
Senin yeteneklerini önemsiz bir şeylerde harcayamazdım. | Open Subtitles | لم اكن لأضيع موهبتكِ على شئ بديهي |
Hanley, yeteneklerini hiçe sayıyorsun resmen! | Open Subtitles | هانلي , أنتِ تضيعين موهبتكِ |
Bana yeteneğinizden bahsedin. | Open Subtitles | أخبريني عن موهبتكِ تلك |
Büyü gücüm eskisi gibi değil ve hiçbir zaman senin kadar yetenekli olamadım bu yüzden büyüyü yapan sen olacaksın. | Open Subtitles | لقد قل تاثير سحرى قليلا ولم اكن دائما بقدر موهبتكِ لذلك انتى من ستقومين بالقاء تلك التعويذه |