Unutma, seni birkaç yüzyıldır tanıyorum ve muhtemelen aramızdaki en yetenekli sensin. | Open Subtitles | تذكرى انى اعرفك منذ مئات السنين ولربما انكى الافضل موهبه بيننا جميعا |
Çocuk, bu duyguları insanlarda açığa çıkarmada oldukça yetenekli olduğunu fark etmiş. | Open Subtitles | الخوف والألم. الصبي إكتشف لنفسه موهبه وهي إنتزاع هذه المشاعر من الآخرين. |
İki domuzu birbirine bağlamak Günün Bayanı yarışmasını kazanmak için yeterli bir yetenek değil. | Open Subtitles | ربط خنزيزين معاً ليست موهبه مناسبه للفوز بالمسابقه |
Okuldan, ne bileyim, müzik yeteneği olan bazı çocukların sahne alacağını söyledim. | Open Subtitles | اخبرتهم ان بعض الشباب من المدرسه سوف يقدمون عرضاً لديهم موهبه موسيقيه |
22 yıldır... buraya gelip bu türden bir şey için... sahiden hiç yeteneğim olmamasına rağmen,.. | Open Subtitles | لمدة 22 عاما وبصفتى مديرا للمسرح أقف هنا وألقى عليكم خطبة دون أن أمتلك اى موهبه |
Özel bir yeteneğin var. Bu fırsatı harcama. | Open Subtitles | انت عندك موهبه جميله متخليهاش تضيع فالهوا |
Gerçekten yeteneklisin, Kurt ama bence, bilirsin, Starchild da öyle olabilir. | Open Subtitles | انت موهبه حقيقيه كيرت ولكن اعتقد بانك تعلم بان ستارشيلد قد يكون كذلك |
İsmim hiç problem oluşturmuyordu... ta ki ben 12-13 yaşımdayken... bu yeteneksiz palyaço meşhur olup... | Open Subtitles | لم يكن هناك عيب فيه حتى بلغت 12 عام عندما اصبح ذلك الأحمق الذي ليس لديه موهبه نجماً مشهوراً |
yetenekli bir amatörsündür, umarım. | Open Subtitles | حسنا.. أفترض أن مثل هذه الأشياء تعتبر موهبه لغير المحترفين |
Çok yetenekli olmasının yanısıra çok da komik bir adam. | Open Subtitles | شاب هزلى , بالاضافه الى انه موهبه بشريه فذه |
İki domuzu birbirine bağlamak Günün Bayanı'nı kazanmak için yeterli bir yetenek değil! | Open Subtitles | ربط خنزيزين معاً ليست موهبه مناسبه للفوز بالمسابقه |
Babası Dan'in Whitey'nin talebesi olduğu dönemden beri böyle yetenek görmedik. | Open Subtitles | لم نري موهبه مثل هذه منذ اباه , دان الذي لعب الي ويتي |
Hançerler için gerekli yetenek sende yok. | Open Subtitles | مازلت أقول لك ذلك بأن ليس لديك موهبه في رميّ الخنجر. |
Tanrı vergisi bir yeteneği var ...ve bu durum bunu ispatlaması için tek fırsat. | Open Subtitles | إن الله منحه موهبه و هذه فرصته الوحيد ليبرزها |
Milleti heyecanlandırmada gerçekten yeteneği var, ne dersin? | Open Subtitles | إنها بالتاكيد لديها موهبه فى إثاره الوعاء .اليس |
Asıl gerçek; Benim yeteneğim falan yok. | Open Subtitles | والحقيقه هي اني ليس لدي موهبه على الاطلاق |
Haklıydı, eğer bir konuda yeteneğim varsa o da hiç kimsenin asla çözülmez dediği işleri yoluna koymaktı. | Open Subtitles | قد كانت محقه، اذا كان لدي موهبه وحيده فانها كانت اصلاح المشاكل، المشاكل التي لم يظن احدٌ انها ستتصلح |
- Lois, bir yeteneğin var. | Open Subtitles | انت لديكي موهبه عليكي ان لا تضيعيها |
Ama bir yeteneğin var. Bunu bilmelisin. | Open Subtitles | لكن لديكِ موهبه عليكِ معرفة هذا |
Sen yeteneklisin. Hayır, değilim. Gerçekten değilim. | Open Subtitles | لديك موهبه - لا, ولكن ليس لدي, في الحقيقه لست انا - |
Neden seni belirsizce eğittiler? Ya da bu bir hediye mi? | Open Subtitles | هل دربوك ان تكون غامض هكذا ام ان هذه موهبه ؟ |
Belki de Tanrı vergisi bir yetenektir bu da, ha? | Open Subtitles | ربما انا لدي موهبه من الله,اليس كذلك؟ |