Gördüğüm üçüncü kişiydi. İlk ikisi umutsuz vaka olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | بل ثالث رجل، أول اثنان ظنا أنك حالة ميؤوس منها |
Nasıl tepki vereceklerini görmek için insanları kaçırıp umutsuz bir durumun içine sokuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يخطفون الناس ، ثم يضعونهم في حالة ميؤوس منها ،ليراقبوا ردود أفعالهم |
Durum umutsuz olmasaydı seni aramazdım. | Open Subtitles | انت تعرف انني لن أتصل بك ما لم تكن الحالة ميؤوس منها |
Evet. Görünüşe göre umutsuz vaka. | Open Subtitles | أجل , كلاّ , إنّ حالته ميؤوس منها , على ما يبدو |
Nate, Bill'in çaresiz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نَيت قالَ أن تلك الفاتورةِ ميؤوس منها. |
Joshua Kangombe olanları görmüştü:¨ doğal hayat yok oluyordu, kaçak avcılık tavan yapıyordu ve durum oldukça Ümitsiz görünüyordu. | TED | رأى جوشوا كانغومبي ما كان يحدث: الحياة البرية تختفي، الصيد الجائر كان مريعاً، كانت الأوضاع تبدو ميؤوس منها. |
O farklı amaçlarla bu yola çıkmış ama hiç olmadığı kadar hayatını umutsuz hale getirmiş. | Open Subtitles | ولكن بعدها غيروا رسالته .. لشئ آخر جعل حياتها ميؤوس منها أكثر أكثر مما كانت عليه |
İkiniz de umutsuz ve kalpsiz dolandırıcılarsınız. | Open Subtitles | كلاكما مجرد قمامة متحجرة القلب و ميؤوس منها |
Denemedi bile. umutsuz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولكنه لم يحاول حتى ، قال بأن حالته ميؤوس منها |
♪ durum umutsuz olduğunda umut ver onları! | Open Subtitles | ♪ أعطى 'م نأمل عندما يكون الوضع ميؤوس منها ♪ |
umutsuz vakaların olmadığını söylüyorsunuz hep. | Open Subtitles | أعلم أنّك تقول بأنه لا يوجد قضايا ميؤوس منها |
Polisler benimle konuşmayı seviyor çünkü ben bir uzmanım. Eğer onlara bütün sorunlarının umutsuz olduğunu söylesem Dr. Phil'in koltuğuna uzanmak isterler miydi şüpheliyim. | TED | يحب رؤساء الشرطة التحدث إلي لأنني خبير، لكنني أشك في أنهم سيتهافتون على الدكتور فيل إذا ما أخبرتهم أن كل مشكلاتهم ميؤوس منها. |
- Öyle diyorlar. Düpedüz umutsuz bir vakaya el atmak için davet edilmişsiniz. | Open Subtitles | لقد دعيت لتحاول مع حالة ميؤوس منها |
Sen umutsuz bir hayalperestsin. | Open Subtitles | إنك دائمًا ما تحلم بأحلام ميؤوس منها |
Hangi umutsuz vaka böyle bir şey yapar ki? | Open Subtitles | أيّ حمقاء ميؤوس منها عساي أكون؟ |
Durumun umutsuz olduğunu düşünüp pes etmek çok kolay olurdu. | Open Subtitles | [أن الأمور ميؤوس منها وأن تستسلم] [لكنهم ليسوا كذلك] |
- Evet. Durumunuzu umutsuz görmüyorum. | Open Subtitles | نعم، لن أقول ان حالتكم ميؤوس منها |
Tanrım... umutsuz vakayım resmen. | Open Subtitles | يا إلهي، أنا في حالة ميؤوس منها |
umutsuz olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | وقد علمت ان هذه الحالة ميؤوس منها |
İzninle yontulalım çaresiz sessizliğimizde. | Open Subtitles | دعونا نحت في صمت ميؤوس منها. |
İlginç olan durumu Ümitsiz olmasına rağmen ölmek istememesiydi. | Open Subtitles | الشيء المثير للاستغراب، أن رغم واقع أن حالته ميؤوس منها تماماً، |