onunla birkaç dakika yalnız kalmak istiyorum, senin için bir sakıncası yoksa. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ لوحده مَعها لمدّة بِضْع دقائقِ، إذا أنت لا تَتدبّرُ. |
O kararı kendin vereceksin ya da bu evden onunla gideceksin. | Open Subtitles | سوف تقُوم بذلك الخيار بِنفسك. أو تَذهب من هذا المنزل مَعها. |
Uslu duracağım. Tüm istediğim onunla bir saat geçirmek. | Open Subtitles | أنا سَأكُونُ لطيف كُلّ ما أَحتاجُه هو سّاعة أقضيها مَعها |
Bir macera yaşadıklarına inanıyorlar. onunla yalnız konuşmak isterim. | Open Subtitles | لي رجاءً اربد التكَلم مَعها على انفراد حسنا |
Kızı aşağı gönder! Anahtarı da yanında getirsin! | Open Subtitles | إجعلها تنزل وأُريدُها أَنْ تَجْلبَ المفتاحَ مَعها |
onunla biraz vakit geçirmem gerekliydi. | Open Subtitles | أنا فقط كان لا بُدَّ أنْ اقْضي بَعْض الوقتِ مَعها. |
Size tavsiyem, ...onunla fazla uğraşmayın. | Open Subtitles | نصيحتي إليك، لا يَحصَلُ عَلى قاسيِ مَعها. |
onunla çevresi için birlikte olacak kadar sığ mıyım yani? Ben o kadar sert söylemezdim. | Open Subtitles | تَقترحُ أَنا ضحلُ جداً أنا هَلْ كُنْتُ مَعها لإرتباطاتِها؟ |
- Ama onunla küçük bir konuşma yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لَكنِّي أَقُولُ بأنّنا عِنْدَنا بعض الكلام مَعها. |
Annie'nin doğum günü. Doğum gününde onunla zaman geçireceğime söz verdim. | Open Subtitles | هو عيدُ ميلاد آني وأنا وَعدتُ بأنّني أَصْرفُه مَعها. |
Güzellik alçalmadan beslenir, onunla paylaşır her şeyi. | Open Subtitles | أطعمة جمالِ على المهانةِ، كومونات مَعها. |
onunla kahve içemem. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ شُرْب القهوةِ مَعها. لم لا؟ |
onunla Times Meydanı'nda çalıştım ama temizlik programından sonra nereye gittiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | شغّلتُ ساحة التايمس مَعها لَكنِّي لا أَعْرفُ حيث ذَهبتْ بعد التفتيشَ. |
Bana, onu kovmamı istediğinde onunla yattığını söylemeliydin. | Open Subtitles | كانَ عليكَ أَن تُخبرَني عِندما طَلبتَ مِني فَصلَها أنكَ كُنتَ تنامُ مَعها |
onunla iki ay önce ayrıldım, iki Cuma önce... hiç birşeyi aldırmıyor, kısıtlama talimatı, hiç birşey. | Open Subtitles | إنفصلت مَعها قبل شهرين، وأسبوعين وهي لا تَهتمُّ ولا شيء. |
onunla çalış, çünkü burayı ayakta tutmak için bana lazım olan şey onda. | Open Subtitles | إعمل مَعها لأنها تمتلك ما اريد بالضبط لاستمرار هذه الشركةِ |
Katılıyorum. Yardımımızı istemiyor. Zamanımızı onunla harcamayalım. | Open Subtitles | أُوافقُ ، هي لا تُريدُ مساعدتَنا دعنا لا نُضيّعَ وقتَنا مَعها |
İtalya'da onunla ne yaptın? | Open Subtitles | الذي عَمِلَ أنت تَعمَلُ مَعها في إيطاليا؟ |
Evet hissettirdi, ve onunla olmaktan keyif aldım. | Open Subtitles | نعم هي عَمِلتْ. وأنا حَببتُ أنْ أكُونَ مَعها. |
Açıkçası evet ama henüz onunla konuşma fırsatı bulamadım. | Open Subtitles | في واقع الامر، عِنْدي. هو فقط بأنّني لَيْسَ لِي كَانَ عِنْدَها فرصةُ كبيرةً للوُصُول إلى الكَلام مَعها مطلقاً. |
yanında kalmak zorunda değilim ki. | Open Subtitles | لا يَعْني بأنّني يَجِبُ أَنْ أَصْرفَ المساء مَعها. |
Onunlayken böyle bir sorunum olmamıştı. | Open Subtitles | أنا مَا مَررتُ به أيّ شئ مثل هذا مَعها. |