Pek geliştirme sayılmaz ancak yine de etkileyici. | Open Subtitles | ليس هناك تطور ملموس لكنّه بالرغم تطور... مُبهر. |
Çok etkileyici ama hala bu şeyi Zümrüt Şehir'e nasıl sokmayı planladığını anlatmadın. | Open Subtitles | كل هذا مُبهر لكنك لم تخبريني كيف تخططين نقل هذه الأشياء إلى "مدينة الزمرد" |
Pekala, çok daha iyi bir kişi olduğun için tebrikler bu çok etkileyici. | Open Subtitles | ...حسنــاً.. إذاً، تهانينا لأنك شخص أفضل منهُ، هذا مُبهر |
etkileyici. Senin neyin var? | Open Subtitles | مُبهر ما مشكلتك؟ |
Hafıza Büyüleyici bir şey. Mesela şöyle bir deney yapılmış. | Open Subtitles | الذاكرة شيء مُبهر خذ هذه التجربة النفسية... |
Rüzgar sörfü yarışmaları. etkileyici. | Open Subtitles | مسابقات ركوب الريح هذا مُبهر |
etkileyici bir iş dedektif. | Open Subtitles | هذا عمل مُبهر أيها المحقق |
Eğitim geçmişin oldukça etkileyici. | Open Subtitles | تاريخك التعليمي مُبهر للغاية |
Vay canına, çok etkileyici. | Open Subtitles | الإستماع إليك مُبهر |
Akıl sağlığım yerinde bir kişi olarak, kendi kemerini yapmış Sis'i etkileyici buluyorum. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل قام بتصميم حزامه بنفسه أجد أنّ (الضباب) مُبهر |
Hey, Seifert'in beni yalnız yollaması cidden çok etkileyici. | Open Subtitles | مهلاً ، إنه مُبهر حقاً أن (سيفيرت) قد أرسلني بمفردي إلى هُناك |
etkileyici. Ben asla yemek yapmam. | Open Subtitles | هذا مُبهر لم أطبخ قط |
- etkileyici. - Evet, sağ ol. | Open Subtitles | -أنا أيضاً، تمرين مُبهر |
Vay canına. etkileyici, Ari. | Open Subtitles | هذا مُبهر |
Çok etkileyici, Bay Fisher. | Open Subtitles | مُبهر جداً، سيّد (فيشر) |
Oldukça etkileyici, John. | Open Subtitles | الأمر مُبهر للغاية، يا (جون). |
Bu çok etkileyici, John. | Open Subtitles | الأمر مُبهر للغاية، يا (جون). |
Çok etkileyici. | Open Subtitles | مُبهر. |
Çok etkileyici. | Open Subtitles | هذا مُبهر |
- Telefonun başından ayrılmayacağım. - Büyüleyici! | Open Subtitles | ـ لن أترك الهاتف ـ مُبهر |
Büyüleyici. | Open Subtitles | شيء مُبهر |