ويكيبيديا

    "مُحال" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • imkansız
        
    • imkânsız
        
    • mümkün
        
    • Olmaz
        
    • Olamaz
        
    • Yok artık
        
    • imkan
        
    • imkânı yok
        
    • İmkanı yok
        
    • canım
        
    Arama emri çıkarabilmek için... bir yargıç ayarlayabilmem imkansız. Open Subtitles مُحال أنّي سأحصل على قاضي يوقّع على مذكرة التفتيش
    Kaçmayı düşünüyorsun ama ikimiz de biliyoruz ki bu imkansız. Open Subtitles أنتَ تُخطط للهرب، وهو شيءٌ يعرف كلانا أنّه مُحال
    Birisinin kaliteli bir insan olup olmadığını bilmek imkânsız. Open Subtitles مُحال أن تعلم أن هُناك أشخاص رفيعون المستوى
    Burnuna çektiği onca mala rağmen mi, bu mümkün değil. Open Subtitles مَعَ كَميَة المخدرات التي يَتَنَشَقُها، هذا مُحال
    Olmaz, O'Reily. Bu adam kayırma olur. Open Subtitles مُحال يا أُورايلي سيكون هذا نوعٌ مِنَ التَفضيل
    Bunu yapmış Olamaz. Open Subtitles قدّ كنتُ صديقة لها لمَ يقارب 10 سنوات. مُحال أنّ تكون فعلت ذلك.
    Okula geri dönmek istiyor ama bu imkansız. Open Subtitles إنها تود العودة إلى المدرسة، لكن هذا مُحال.
    Lakin yirmi günde beni yenmeniz imkansız. Open Subtitles لكن مُحال أن تهزماني خلال الـ20 يوم الباقين.
    Bunu sağlamak imkansız... modern bilim bile, yaşamın ne olduğunu açıklayamıyor. Open Subtitles إثبات هذا مُحال... لأنّ العِلم الحديث لا يُمكنه تعريف الحياة.
    Standart bir sahte anahtarın işe yaraması imkansız. Open Subtitles مُحال أن ينجح مفتاح عُجرة قياسي.
    Aklıma gelmişken, bu kara kutunun mikrodalgayı kaydetmesi imkânsız. Open Subtitles لذا بالتفكير ملياً في هذا، مُحال إن الصندوق الأسود قد سجل موجات المايكرويف
    Yapamam. Denedim, işte buradayım, ama imkânsız. Open Subtitles لا أستطيع، حاولت وأتيت، ذلك مُحال
    İmkânsız! TV satar o. Open Subtitles مُحال ، إنه يبيع المُنتجات التلفازية.
    Fotoğrafında gerçek hayatta olduğundan daha yakışıklı olması nasıl mümkün olur. Open Subtitles كيف هو مُحال انّه وسيم بالصّور عن الحياة الحقيقيّة؟
    Birilerinin kimya projesi olmalarına göz yummam mümkün değil. Open Subtitles مُحال أن أتركهُم يصبحون فأر تجارب كيميائيّ لأي أحد.
    Sırtımıza nişan alacaksan, Olmaz! Open Subtitles ليس في حالة إذا كان مُصوب على ظهورنا مُحال أن يحدث ذلك
    Siksen Olmaz. Sabahın 5'inden beri ayaktayım. Open Subtitles هذا مُحال ، أنا مُستيقظ منذ الخامسة صباحاً
    - Benim değil. Tırnaklarının altındaki benim derim Olamaz. Open Subtitles ليس خاصّتي، مُحال أن يكون جلدي تحت أظافرها
    O orospu çocuğu hala yaşıyor Olamaz. Open Subtitles ذلك الداعر. مُحال لا يزال على قيد الحياة.
    - Yok artık ya. Open Subtitles مُحال اين الفتيات ؟
    Hikayesine bağlı kalıyor. Eğer cinsel olarak birlikteyseler bunu yapmasına imkan yok. Open Subtitles إنّه متمسّك بروايته، مُحال أنْ يفعل ذلك لو أنّهما على علاقة جنسيّة.
    60 yıl boyunca her şeyi batırmadan dayanmanın imkânı yok. Open Subtitles مُحال أن تصمد لـ 60 سنة بدون اقترافك إخفاق عظيم.
    Acı vermiş olabilir ama adamı öldürmesinin imkanı yok. Open Subtitles من الممكن أن تكون مُوجعِه لكن مُحال أن تتسبب بموت الرجل
    Hadi canım. Erickson da mı tahtalıköyü boyladı? Open Subtitles (الآنسة (إريكسون - مُحال ، حقيقي ..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد