Belki eli yüzü düzgün, keş fahişeler vardır. | Open Subtitles | حَصلتْ على بعض عاهراتِ الشَقِّ من المحتمل ذلك مُحْتَرم المظهر. |
Burgonya'dan düzgün bir şarap çıkmayalı yıllar oluyor. | Open Subtitles | Bourgogne لَيْسَ لهُ جَعلَ a Beaujolais مُحْتَرم في سَنَواتِ. |
Kasabada düzgün kahvaltı yapabileceğin tek yer burasıdır. | Open Subtitles | هذاحول المكانالوحيدفي البلدةِ أنت يُمْكِنُ أَنْ تُصبحَ a فطور مُحْتَرم. |
Ama, dürüst olmak yeterli değil gene bir yargıcı ya da bir başkasını öldürebilirsin, yasa bunun neresinde. | Open Subtitles | لكنها ليست كافيه لتكون مُحْتَرم حيث أنت يَجِبُ أَنْ تَقْتلَ الرجالَ ولكن أَيّ رجال ستقتل ، إنّ الكلمةَ هي القانونُ. |
Bak, dürüst insan, hiç kaybetmeyen insandır. | Open Subtitles | هناك رجل مُحْتَرم واحد، لكن الجحيمَ أخذه وفقدتيه. |
İyi ve dürüst bir adamın da, diğer vahşi köpekbalıkları kadar korkutucu olması mümkün. | Open Subtitles | هو محتملُ لa رجل مُحْتَرم لِكي يَكُونَ كإخافة كالقرش الأقسى هناك. |
Belki düzgün bir adamdır. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هو a رجل مُحْتَرم. |
Adresini sorduğumda herkes, Goa'da sadece bir tane dürüst bir çocuk kaldığını söyledi. | Open Subtitles | عندما سَألتُ عن عنوانَكَ... قالَ كُلّ شخصُ هناك واحد فقط مُحْتَرم وصادق في جوا انه أنت |
- dürüst bir insan gibi davrandın ve senin sapık olduğunu öğrendim! | Open Subtitles | - ماذا فعلت أنا؟ - تظاهرت بانك مُحْتَرم... ... والآنأَكتشفُ أنك منحرف مُخادِع مريض! |