"مُخدرات" - ترجمة من عربي إلى تركي

• uyuşturucu
• narkotik
• uyuşturucun var

Ne bir silah, ne uyuşturucu ne de para var.
لا أسلحة ، لا مُخدرات ، لا نقود بأى مكان

Bu artık uyuşturucu, içki ve sigara yok demektir kardeşlerim.
وهذايعني،لا مُخدرات.. لاكحوليات, ولا سجائر، يا أخي

Burada James Dyson Walker'ın her hangi bir uyuşturucu ticaretinde bulunmadığını söylediği yeminli bir ifade var.
لدي هُنا شهادَة تحت القسَم من جيمس دايسون ووكَر يُنكرُ اشتراكَهُ بأية صفقات مُخدرات

Muhtemelen uyuşturucu alacak kadardır.
لا أَدري، رُبما ما يُكَلِف لشِراء مُخدرات ليَنتَشي بِها

Eğer kaçmayı bırakmazsan senin bir uyuşturucu kaçakçısı olduğunu düşünecekler.
سيبدأوا فى التفكير أننى أواعد مُرّوج مُخدرات إن لم تتوقف عن الإختباء

Sorunlu bir çocukluğu varmış. Ergenliğinde ve 20'li yaşlarında uyuşturucu problemi.
كانت لديها مرحلة طفولة مُضطربة، مشاكل مُخدرات بسنّ المُراهقة والعشرينات.

O yüzden gerçek şüpheliler üzerinde yoğunlaşın, olmayan uyuşturucu kullanıcıları üzerinde değil.
الآن، ركزوا على المشتبهين الحقيقيين، و ليس بالتسلية على مُتعاطي مُخدرات.

Bilinen bir uyuşturucu satıcısı ve çeyrek milyon dolarlık metamfetaminle yakalanmışsın.
تم إعتاقالكَ مع تاجر مُخدرات معروف، و ربع مليون طناً من الممنوعات.

O da uyuşturucu kullandı kaçtı
تاريخ من التعاطى, مُخدرات فى الشقة. انه هروب.

Ne yani bunca yıl kız bir ormanda uyuşturucu tacirleri ile birlikte mi yaşadı?
، ما الذي كانت تفعلهُ هذهِ الفتاة في الغابة برفقة تاجر مُخدرات طيلة هذهِ الأعوام ؟

- uyuşturucu getirmeyeceğim.
يجب أن تُحضر بعض المُخدرات . لن أُحضر اي مُخدرات

Alo, bir uyuşturucu kaçakçısını ihbar etmek istiyorum.
نعم ، مرحبا ً أريدُ أن أبلغ عن نقل شحنة مُخدرات

Yani, köpek eğitmenimiz aslında bir uyuşturucu kuryesiymiş.
إذن مُدرّب الكلاب خاصّتنا هو ساعي مُخدرات.

Gördüğümüz kadarıyla iyi gitmeyen bir uyuşturucu pazarlığı.
يبدو أنّها صفقة مُخدرات جرت على نحوٍ سيّء وفقاً ما توافد لدينا

Merhaba. uyuşturucu taşıdığınızdan şüphelendiğimiz için arama yapacağız.
لقد تم إختياركَ لأننا نشتبه في أن بحوزتكَ مُخدرات

Büyük bir alıcıyla Rus mafyası arasındaki uyuşturucu satışını bastık.
داهم صفقة مُخدرات بين مروّج مخدرات مهيب غوغائيّ روسيّ.

Dediğim gibi. Dün gece bir uyuşturucu satışı engellendi.
كما قلتُ، تمكّن مُروّج مُخدرات من الهرب ليلة أمس.

Bunun sonu uyuşturucu satıcılığı olur demiştim.
قلت لكَ، بأنهُ إنتهى أمرها بائعةٌ مُخدرات.

Sence ben yemeğin içine uyuşturucu mu koydum?
هل أنتِ تعتقدي بأنني وضعت مُخدرات بالطعام ؟ يا إلهي

Bekle, yoksa o da mı devam eden narkotik soruşturmasının bir parçası?
مهلاص، هل هذا أيضاً جزء من تحقيق مُخدرات حديث؟

Durduğum yerden bir metre uzakta saklanmış uyuşturucun var diyebilirim.
لأن بقدر ما يمكنني الجزم بهِ، فأنتَ تخفي مُخدرات. على بعد ثلاثة أقدام ، من مكان جلوسك.