ويكيبيديا

    "مُخدّرات" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • uyuşturucu
        
    • uyuşturu
        
    O yüzden cesedini parka götürdün sıradan uyuşturucu meselesi gibi gösterdin. Open Subtitles لذا فإنّك أخذت جثتها للحديقة، جعلت الأمر يبدو كصفقة مُخدّرات عشوائيّة.
    Onu daha çok orta seviye bir uyuşturucu kaçakçısı olarak tanıyoruz. Open Subtitles ما نعرفه عنه أساساً هُو أنّه مُهرّب مُخدّرات من الدرجة المُتوسّطة.
    Öyleyse gidiyorum. O götten dolayı uyuşturucu bağımlısı olursam senin suçun. Open Subtitles أظنّني سأذهب، لكن مع تلك المؤخّرة سيطون خطئكِ، إن عدتُ مدمن مُخدّرات.
    Eğer bir uyuşturucu satıcısıydıysa, polisler burada bir ceset bulduğunda bunu fark edeceklerini anlamıştır. Open Subtitles لو كان تاجر مُخدّرات، فإنّه سيُدرك أنّ الشرطة ستعتقد أنّه تاجر مُخدّرات لو وجدوا الجثة هنا.
    Tutuklamayı yapan memur seni, uyuşturucu mal satarken suç üstünde görmüş. Open Subtitles الضابط الذي إعتقلك قال أنّه رآك بعمليّة بيع مُخدّرات يداً بيد في المُتنزّه.
    - Harika. Herkesin, saldırgan uyuşturucu satıcısı hikayesini destekledğini biliyoru-- Open Subtitles أعلم أنّ الجميع يودّ أن يتم إتّهام تاجر مُخدّرات عنيف بهذه الجريمة.
    Hayır. Saldıran uyuşturucu satıcısı hikayesine bayılıyoruz. Open Subtitles كلاّ، نحن نودّ أن يتم إتّهام تاجر مُخدّرات عنيف بهذه الجريمة.
    Sizin elinizde bir ceset var ama benim elimde olan tek şey uyuşturucu bağımlılığı ve ortadan kaybolma alışkanlığı olan bir kadındı. Open Subtitles أنتِ لديكِ جثة هامدة. أمّا أنا كان جّل ما لديّ إمرأة بعادة تعاطي مُخدّرات وتاريخ في الإختفاء.
    Paraya ihtiyaç duymasını ve hatta uyuşturucu kuryesi oluşunu bile anlıyorum. Open Subtitles أفهم الحاجة إلى المال. حتى أنّي أفهم كونه مُهرّب مُخدّرات.
    Burada uyuşturucu bağımlıları ve sigara tiryakileri var. Open Subtitles لديهم مدمني مُخدّرات و مُدخني سجائر هُنا،
    Olay Yeri'nin testlerine göre lahitin içinde uyuşturucu kalıntısı falan yok. Ayrıca diğer mumyaların da açıklaması yapıldı. - Onlarda da uyuşturucu yok. Open Subtitles فحص وحدة الجرائم الميداني يُظهر أنّه لا تُوجد هناك أيّ بقايا مُخدّرات داخل التابوت،
    - uyuşturucu değildiyse kayıp mumya ile ilgili böylesine özel olan şey nedir? Open Subtitles وجميع المومياوات الأخرى موجودة. لا مُخدّرات فيها أيضاً.
    Üniversitede, belki sana ...dışarıda uyuşturucu satıcısı olmaktan... daha rahat bir hayat olduğunu anlatmadılar mı ? Open Subtitles ربما جعلتك الجامعة تفكّر أنّ هناك شيء أفضل في الخارج من كونك تاجر مُخدّرات حقير؟
    Sahadayken ne zaman uyuşturucu örneğini tetkik etmen gerekeceğini asla bilemezsin. Open Subtitles لا تعرف أبداً متى عليك أخذ عينات مُخدّرات في وعاء مُضاد للماء عندما تكون بالميدان.
    uyuşturucu satıcılarının kafa derisi yüzdüklerini hiç duymadım. Open Subtitles لمْ اسمع أبداً عن أيّ تاجر مُخدّرات يُزيل فروة رأس شخص ما.
    - Bu yasak bir uyuşturucu değil, ensülin. Open Subtitles لمْ تكن مُخدّرات غير قانونيّة. بل كانت أنسولين.
    Bilirsin, bir öğretmene uyuşturucu satabilen türden. Open Subtitles أتعرف، مِن النوع الذي قد يبيع مُخدّرات لمُعلم.
    Bir uyuşturucu tüccarının dişini kırmak, bayağı cesaret ister. Open Subtitles جيد، ضرب تاجر مُخدّرات في الأسنان، ذلك أمر جريء.
    Bizi buralı bir uyuşturucu satıcısı fikrine yönlendirdi. Open Subtitles حسناً، لقد أوصلنا لفكرة تاجر مُخدّرات محلي.
    Yerel polisin dediğine göre kasabada oldukça büyük bir uyuşturucu ticareti varmış. Open Subtitles أجل، قالت الشرطة المحليّة أنّ المدينة بها تجارة مُخدّرات كبيرة جداً.
    Bildigiğin gibi senatör, Vulcan Simmons adındaki bir uyuşturu patronuyle çalışıyordu. Open Subtitles كما تعرفين، كان السيناتور يعمل مع تاجر مُخدّرات يُدعى (فولكان سيمونز).

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد