Sana nasıl yardım edebileceğimi sordum, sen de elimi tuttun. | Open Subtitles | وسألتُكِ كيف أستطيع مُساعدتِك, فأمسكتِ بيدى. |
Sadece para toplanmasını istediğin için değil buradaki eşeklerin sana yardım etmesini sağladığın için de. | Open Subtitles | ليسَ فقط إرادتكَ لجمع المال لكن في الواقع تحفيزكَ لأولئكَ التافهين على مُساعدتِك |
Kontrol etmem lazım ama sanırım o konuda sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | يجبُ أن أتفقّد هذا, لكن أعتقدُ رُبّما لن أكون قادراً على مُساعدتِك بذلِك |
Artık masam burası ve keşke sana yardım edebilsem, ama edemem. | Open Subtitles | ،هذا مكتبي الآن .وأرجو بأن أقدرَ على مُساعدتِك, لكن لايُمكنني |
Böyle davranmaya devam edersen, sana yardım edemeyiz. | Open Subtitles | إن بقيت بهذا الموقف لن نستطيع مُساعدتِك |
Sadece yardım etmeye çalışıyorum ne olacağını biliyorum Birisi judeyi bulursa? | Open Subtitles | فقط أنا أُحاوِل مُساعدتِك. أتعرف ماذا سيحدث فى حين أن شخصٌ ما وجد (جود) أولاً. |
Ama sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | ولكني استطيع مُساعدتِك |
- Size yardım etmek istiyoruz. | Open Subtitles | أننا نرغب في مُساعدتِك. |
Sana yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | أُريد مُساعدتِك. |
yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أُحاول مُساعدتِك. |