Her ne kadar sana işkence etmek zevkli olsa da, aslında senden biraz daha fazla hoşlanıyorum şimdi. | Open Subtitles | بقدر ما سيكون مُمتعاً مُواصلة تعذيبك، إنّي مُعجبة بك أكثر بقليلٍ الآن. |
- O senden hoşlanıyor mu? | Open Subtitles | أنا مُعجبة به أتعتقدي أنّه مُعجب بكِ ؟ |
Bu reklam falan değildi, değil mi? Ondan gerçekten hoşlanıyorsun. | Open Subtitles | لـم تكن تلك فضيحة إعلامية، علي الإطلاق أنتِ مُعجبة بها. |
- Size bir hayran mektubu yazmıştım. | Open Subtitles | لقد كتبتُ لك خطاب من مُعجبة أولاً، على ما يبدو |
Sizi çok sevdim ve muhtemelen bunu sormayacak kadar nazik insanlarsınız... | Open Subtitles | ، أنا مُعجبة بكم حقاً يا رفاق ومن المُحتمل أنكم مُهذبين للغاية لتسألوا عن الأمر |
Annen hâlâ beni seviyor, o yüzden... | Open Subtitles | أنا أعني, والدتك لا تزال مُعجبة بي, إذاً.. |
Ondan hoşlandığını söylüyordu ama bu pek mantıklı gelmiyordu. | Open Subtitles | لقد قالت انها مُعجبة به، لكن لـم يبدو الأمر صائب. |
Bekle bir dakika. Bekle. Sen de Neil Diamond hayranı mısın? | Open Subtitles | انتظري , انتظري هل انت مُعجبة بنيل دايموند ايضا؟ |
Sanırım davranışlarımdan hoşlandı ve seksüel karizmamın etkisinde kaldı. | Open Subtitles | أعتقد أنّها مُعجبة بأسلوبي، وجاذبيتي الجنسيّة المُقلل قدرها. |
Senden hoşlandım ama seni yenmek zorundayım. | Open Subtitles | أنا مُعجبة بك ولكنني مضطرة لهزيمتك |
Aslında, ben başkasından hoşlanıyorum. | Open Subtitles | حسنا. بالتأكيد مُعجبة بشخص أخر. |
Belki ondan gerçekten hoşlanıyorum demek. | Open Subtitles | تعني أنّي ربّما أكون مُعجبة به حقاً |
"Sevgili Porter, "Senden gerçekten hoşlanıyorum, Ama ben başka biriyle çıkıyorum." | Open Subtitles | عزيزي (بورتر)، أنا مُعجبة بك حقاً، ولكنني" "أريد مواعدة نسلاً آخر |
Benden hoşlanıyor sanırım. | Open Subtitles | يبدو وأنها مُعجبة بي |
Benden hoşlanıyor sanırım. | Open Subtitles | يبدو وأنها مُعجبة بي |
Yok artık, kabul et bu adamdan hoşlanıyorsun. | Open Subtitles | ... هيا , ... اعترفي بهاذا انت مُعجبة بهذا الرجل |
hayran olmak için işini bıraktı. | Open Subtitles | لقد استقالت من وظيفتها لتُصبح مُعجبة. |
Doğrusu, yeni görünüşümü sevdim. | Open Subtitles | بالحقيقية، إنّي مُعجبة بشكلي الجديد. |
O gerçekten de seni seviyor, kardeşim, çünkü o hiç parayı geri çevirmez! | Open Subtitles | ! إنها بالفعل مُعجبة بك يا صاح لأنها لا ترفضُ النقود أبداً |
Hadi ama, neden ona ondan hoşlandığını söylemiyorsun? | Open Subtitles | -بحقك ، لماذا لا تخبرينه أنكِ مُعجبة به؟ |
Ve hatta senin metotlarının hayranı olmasak bile biliyoruz ki sen, masum bir adamı hapse göndermezsin gerçek katilin dışarıda olduğunu bile bile. | Open Subtitles | أجل. وعلى الرغم أنّي لستُ مُعجبة بأساليبك، أعرف أنّك لا تُريد إرسال رجل بريء للسجن عندما تعلم أنّ القاتل الحقيقي لا يزال بالخارج. |
Bence bizden hoşlandı. | Open Subtitles | أعتقد أنها مُعجبة بنا |
Yani, ondan ürktüm ama hoşlandım. | Open Subtitles | أقصد، أنا خائفة منه، لكنّي مُعجبة به. |
Attığın adımlara hayranım. | Open Subtitles | أنا مُعجبة بالخطوات التي قُمتِ بإتخاذها |
Zaten yeterince etkilendim. Nasıl bir adam olduğunu umursamıyorum. | Open Subtitles | أنا مُعجبة بشخص آخر لا أهتم أي نوع من الرجال أنت |
İlk görüşte aşka inanıyordu ama ne yazık ki ilk aşkı hayranıydı. | Open Subtitles | كان يؤمن بالحب من أول نظرة ...ولسوءِ الحظ أول نظرة له كانت مُعجبة للفنانين |
Bu kıyafeti giyip, gerçekten hoşlandığım, gerçek bir oğlanla beraber gerçek bir kalabalığın önüne çıkamam. | Open Subtitles | لا يمكنني إرتداء هذا فوق المسرح أمام جمهور حقيقي، في حضور فتى حقيقي أنا مُعجبة به حقّاً. |
- Programa çıkacağınızdan beri büyük hayranınızım. | Open Subtitles | أنا مُعجبة كبيرة منذ ان أحتجزتم |