Yahudilerin kaderinin gizli kalması gerekiyordu ama bu büyük bir sır değildi. | Open Subtitles | مصير هؤلاء اليهود كان مُفترض أن يكون سرّاً |
Bunun olması gerekiyordu. | Open Subtitles | .إنها الصورة من المعبد ذلك مُفترض حُدوثه |
Bana uyuşturucudan ve beladan uzak durmam için yardım ediyor olman gerekiyordu. | Open Subtitles | أتعرف ماذا؟ أنت مُفترض أن تساعدني لأبقى نظيفًا وبعيد عن المشاكل. |
Ocakta emekli olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا مُفترض أن أتقاعد في يناير. |
Şef, ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | ماذا مُفترض علينا ان نقوم بةِ , ايها القائد ؟ |
Konferansımın da eğlenceli olması gerekiyordu. | Open Subtitles | اجتماعي كان مُفترض ان يكون ممتعاً |
Doppler cihazında çalışması gerekiyordu, fakat tek istediği saha araştırması yapmaktı. | Open Subtitles | هو مُفترض أن يعمل كرادار "دوبلر" لنا، لكن كُلّ ما يُريد أن يفعل هو البحث الميداني |
Konferansımın da eğlenceli olması gerekiyordu. | Open Subtitles | اجتماعي كان مُفترض ان يكون ممتعاً |
Kampüs İnancının başkanıydı. Bazı okuma planlarını toplaması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان مُفترض عليه أن يأخذ خططًا للقراءة |
- Şu anda masayı hazırlaması gerekiyordu. | Open Subtitles | .مُفترض منه تهجيز الطاولة الآن |
Bunun balayımız olması gerekiyordu! | Open Subtitles | ! كان مُفترض أنْ يكونَ شهرُ عسلنا |
Benim sadece bu kitabı alıp New York'a götürmem gerekiyordu. | Open Subtitles | انا كان مُفترض بي ان ابتاع هذا الكتاب فقط ( وأعود به الي ( نيويورك |
Malezya'da görevde olman gerekiyordu senin. | Open Subtitles | مُفترض أن تكون في مُهمتك بـ(ماليزيا) الآن |
Her bir gemideki faaliyeti sürdürmeleri gerekiyor, metafizik parçalamaları değil. | Open Subtitles | , مُفترض أن يقوموا بالإبقاء على العمليات على كل سفينة .وليس التلفُط بالميتافيزيقيا |
Burada ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir şey dememen yetmiyormuş gibi yapacağım şeyi silahsız yapmam gerekiyor bir de. | Open Subtitles | أعني، لم تنبُس حرفاً ، عمَّ مُفترض أنْ أفعله هنا ومفترضٌ أنْ أفعله بلا سلاح ؟ |