Tünek o kadar kalabalık ki birbirine yabancı olan yarasalar bile omuz omuza ve birlikte tünemiş. | Open Subtitles | المجثم مُكتظ للغاية، حيث أن الغرباء متلاصقين ببعضهم، وحتّى أنهم تحاضنوا سويةً طلباً للدفىء. |
Şimdilik, kalabalık ve halka açık bir yerden daha güvenli bir yer yok, ve Başkanım, bu seferlik çocuklarımızın gerçekten nerede olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | للوقت الراهن , لايوجد مكان أكثر أمنّاً من مكان عام مُكتظ بالأناس. و لمرّة , أيُّها العُمدة ، نعلم مكان تواجد أطفالنا. |
Tünek o kadar kalabalık ki birbirine yabancı olanlar bile omuz omuza kıvrılıp uyuyorlar. | Open Subtitles | المجثم مُكتظ للغاية، حيث أن الغرباء متلاصقين ببعضهم، وحتّى أنهم تحاضنوا سويةً طلباً للدفىء. |
Bak, Katherine beni tanıyor tamam mı? Masum insanlarla dolu kalabalık bir yerde bir şey yapmayacağımı bilir. | Open Subtitles | تدري أنّني لنّ أحاول فعل شيء، بمكان مُكتظ بأناس أبرياء. |
Feci kalabalık. | Open Subtitles | هذا المكان مُكتظ جدّاً بالناس |