| John ile konuşmaya vaktin vardır diye umuyorduk. - Tabi. | Open Subtitles | وكنا نأمل أن يكون لديك الوقت للتحدث الى جون |
| Belki siz cevap verebilirsiniz diye umuyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل أن يكون لديكِ بعض الأجوبة. |
| Ki konuştuğumuz bu şeyler düzenli bir şekilde ilerlesin ve bittiğinde olmasını umduğumuz gibi olsun. | Open Subtitles | فقط لتبقى المنظمة. والأشياء التي نتحدث عنها، ينتهي الأمر بهم إلى نوع من حيث نأمل أن يكون لديهم. |
| Arap Baharı olmasını umduğumuz şeyin tam ortasında! | Open Subtitles | أثناء ما نأمل أن يكون الربيع العربي |
| Bu sezonun da, geçen sezon kadar heyecanlı olmasını umut ediyoruz. | Open Subtitles | لا يمكننا سوى أن نأمل أن يكون هذا الموسم على نفس مستوى إثارة الموسم الماضي |
| Bizim için iyi haberleriniz olmasını umuyoruz. | Open Subtitles | نأمل أن يكون بحوزتكما بعض الأنباء السارة من أجلنا. |
| Burada ne yaptığıyla ilgili bir bildiğin vardır diye umuyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل أن يكون لديكِ... بعض المعلومات بشأن ما فعله هنا. |
| Yani ölmüş olmasını umut ediyoruz. Şuna bakın! | Open Subtitles | اذا سمح لى القول كلنا نأمل أن يكون ميتا |
| Yer olmasını umuyoruz, ama yoksa yatay şekilde uzanmak zorunda kalabilirsin, tamam mı? | Open Subtitles | نأمل أن يكون هناك متسع، لكن إن لم يكن هناك، فسيكون عليك أن تتمدد أفقياً عند رجليّ، إتفقنا؟ |