Topraklarınızı, ailelerinizin evlerini kadınlarınızı, Napoli'ye giderken kim harap etti? | Open Subtitles | الذي نهش ارضكم, عائلاتكم, عقاراتكم, ونسائكم في طريقهم الى نابلس |
Napoli topraklarında kulağımız olmalı. | Open Subtitles | سيكون لدينا الأذن الخاصة بنا إلى الأرض في نابلس |
Kral Charles sonsuza değin Napoli'de kalamaz. | Open Subtitles | الملك تشارلز لن يستطيع البقاء دائماً في نابلس |
Nablus'ta insanlar, niçin bu kadar şeker kullanıyor? | Open Subtitles | لماذا يضع أهل نابلس السكر بكثرة علي الشاي |
Biz karşılık vermeye kalmadan, adam Nablus'takı yatağında uykuya dalar. | Open Subtitles | ولغاية أن نرد سيكون نائما بجانب ابنته في نابلس |
İlginç olan ise karakter Naples doğumlu, değil mi? | Open Subtitles | الغريب أن الشخصية من نابلس ، أليس كذلك؟ |
Fransızlar Napoli'den harekete geçtiler. | Open Subtitles | ان الفرنسيين يغادرون من نابلس. |
Floransa Milan'la, Roma da Napoli'yle. | Open Subtitles | فلورنس مع ميلان وروما مع نابلس |
Jason Bourne'un pasaportu az önce Napoli'de veri tabanına girdi. | Open Subtitles | جواز (جايسون بورن) ظهر على حدود في (نابلس). |
Bourne'un Napoli'de aile kurmaya hazırlanmasından şüpheleniyorum. | Open Subtitles | اشك ان (بورن) في (نابلس)، جاهز لاقامة عائلة. |
Napoli'deki giriş çıkışları. Her şeyi kontrol edin. Uçakları, trenleri, polis raporlarını. | Open Subtitles | سفريات (نابلس)، ابحث كل شئ، الطائرات، القطارات، تقارير الشرطة. |
Gördüğüm kadarıyla Napoli ve Flanders'de bulunmuşsunuz. | Open Subtitles | أرى أنك قد خدمت (في (نابلس) و في (فلاندرز |
Yarın Napoli'ye gidecek bir gulyon var. | Open Subtitles | غداً ستُبحر السفينة الشراعية (بمجموعة إلى (نابلس |
Ancak yüreğim, yalnızca sana ait. Eğer hala Napoli'ye kaçabileceğimizi düşünüyorsan bu gece evimde bekliyor olacağım. | Open Subtitles | قلبيّ لك وحدك, هل (لا تزال ترغب في الهرب إلى (نابلس |
Eskiden, Napoli'de bir gemide, vicodin sattığı için tutuklanmış.. | Open Subtitles | ألقي القبض عليه منذ زمن بعيد لبيعه الفيدوكين (نوع (من المهدئات) سرقت من مراكب في نابلس (فلوريدا |
Nablus'ta nereye bir taş atsanız ya bir teröriste yada bir kediye denk gelirdi. | Open Subtitles | فى نابلس أينما وقـع حجـر كان هناك إما قطة أو إرهابي |
Zafer, Gazze'yi, Nablus'u veya Ramallah'ı yada El Halil'i feth etmemizi gerektirmiyor. | Open Subtitles | النصر لا تملي علينا أن نتغلب على غزة أو رام الله أو نابلس أو الخليل |
Hava indirmede üç yıl hizmet eden oğlum sanırım iki yada üç defa Nablus'un ele geçirilmesinde yer aldı. | Open Subtitles | أعتقد أن ابني الذي خدم لمدة ثلاث سنوات في قوات المظليين شارك في اجتياج نابلس على الأقل مرتين أو ثلاث مرات |
Nablus yakınlarında bir köyde bir teröristi yakalamaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | عن طريق آسر احد المقاومين في قريه قريبه من نابلس |
Hayır, Nablus'ta sinema yoktur. | Open Subtitles | لا ، فليس في نابلس سينما أساسا |
Yakup'un kızı Dinah Nablus Prensi, Şekem tarafından tecavüze uğrar. | Open Subtitles | ابنة (يعقوب)، (دينا) تمّ إغتصابها من قبل (شيكهام)، أمير "نابلس" |
Çünkü oradaydım. Naples, Italya'da oldu. | Open Subtitles | لاني كنت هناك في نابلس ايطاليا |