Bendim. Ne yapacaktık ya, kamp ateşi şarkıları falan mı söyleyecektik? | Open Subtitles | أجل ولكن ماذا يفترض أن نفعل نغني أغنية نار المخيم ؟ |
Bunu şöyle de düşünebiliriz: diyelim ki kamp ateşi etrafında oturacağız. | TED | أحد الطرق للتفكير بذلك: تخيّلوا أنكم تجلسون حول نار المخيم. |
Bakın onlar bir şey etrafında bağ kurmuşlardı, aynı kamp ateşi etrafında hikâyeler anlatarak toplumsal bilişlerinin evrilmesini sağlayan atalarımız gibi. | TED | كما ترون، فقد كانوا مجتمعين حول شيءٍ ما، تماما مثل أسلافنا الذين طوروا استعرافهم الإجتماعي يروون القصص حول نار المخيم. |
Bahsedilen bu mesafeyi ve ışık miktarını bilmemiz önemlidir. Çünkü bu durum sizin veya benim bir kamp ateşinin etrafında oturmamız gibidir. Ateşe, sizi yeterince ısıtacak ancak sizi yakmayacak bir mesafede olmak istersiniz. | TED | وتلك المسافة ومعرفة مقدار الضوء ذاك مهم، لأنه يشبه نوعا ما جلوسي أو جلوسك حول نار المخيم. تريد أن تكون قريبا بما فيه الكفاية للنار حتى تتدفأ، لكن ليس قريبا جدا بحيث تتحمص وتحترق. |
Örneğin, kamp ateşinin kokusu yanan bir evde kapalı kalmayı anımsatabilir. | TED | على سبيل المثال، رائحة نار المخيم قد تستحضر ذكرى الاحتجاز في منزل يحترق. |
kamp ateşinin çevresinde hikayeler anlatılmayacak. | TED | لا قصص نحكيها و نحن نتحلق حول نار المخيم |
Bu da beni üçüncü rehbere götürüyor, ilk hikâyemizden holografik kamp ateşine. | TED | ما يقودني إلى المبدإ الثالث، نار المخيم المجسمة من قصتنا الأولى. |
Şimdi bana kamp ateşi etrafında yapılan dansları ve çocuk kaçırma olaylarını mı soracaksın? | Open Subtitles | هل ستسألينني بعدها عن الرقص حول نار المخيم وسرقة الٔاطفال؟ |
Pekâlâ, herkes buraya gelsin, kamp ateşi etrafında toplanalım. | Open Subtitles | حسناً تعالوا جميعكم إلى هنا لنجلس حول نار المخيم |
Tıpkı geçmişteki atalarımızın soğuk kış gecelerinde ısınmak için kamp ateşi çevresine toplandıkları gibi. | Open Subtitles | تماماً كما كان اجدادنا يزدحمون حول نار المخيم طلباً للدفء في ليالي الشتاء الباردة |
Bir araya gelip kamp ateşi başında gece birkaç şarkı söylüyorduk. | Open Subtitles | جلسنا مع بعضنا وقمنا بالغناء قليلا من الاغاني في ذلك الوقت حول نار المخيم |
Kimse eskisi gibi kamp ateşi etrafında oturmuyor, çünkü kimse teknolojiden kopmuyor. | Open Subtitles | لا أحد يجلس حول نار المخيم كما إعتدنا لأن لا أحد يريد الإبتعاد عن الإنترنت |
kamp ateşi gibi kokuyorsam kusura bakma, üç gündür ormandayım. | Open Subtitles | أعتذر إن كانت رائحتي مثل نار المخيم لقد كنت في الغابة لمدة ثلاثة أيام |
Güzel, kamp ateşinin etrafına toplanabilir miyiz Avukat hanım? | Open Subtitles | حسناً, هل يمكننا التجمع حول نار المخيم أيتها المحامية؟ |
Beni akşam yemeğine çıkarmak istedi, ve ne olup bittiğini anlamadan zıpkınıyla balığı vurmuş, bir mağara adamı gibi kamp ateşinin üzerinde pişirmeye başlamıştı. | Open Subtitles | لقد طلب أن أتناول معه العشاء وقبل أن أعلم أنه يقوم بصيد الأسماك ويقوم بطبخها على نار المخيم مثل رجال الكهوف |
Ve bir gece, kamp ateşinin etrafına oturup hayalet hikayeleri anlattık. | Open Subtitles | وفي إحدى الليالي كنّا نحن الصغار مجتمعين حول نار المخيم نروي قصص الأشباح |
Ama bir çiçeği, bir kamp ateşinin dumanını veya bir motordaki gres yağını kokladığımda zihnime genellikle anılar üşüşüyor. | Open Subtitles | ولكن حينما أشم وردة أو دخان نار المخيم أو دهن محرك السيارة عادة ما أغوص في الذكريات |
Muhtemelen şu an güzel bir kamp ateşinin etrafına oturmuş hayalet hikâyeleri anlatıp marshmallow pişiriyorlardır. | Open Subtitles | نعم، من المحتمل أنهم جالسين حول نار المخيم الدافئة ،يروون قصصاً عن الأشباح .ويشوون المارشميلو |
kamp ateşinin dibinde oturup yine de soğuktan ölebilirler. | Open Subtitles | هؤلاء يمكنهم التجمّد بالقرب من نار المخيم |
Bu akşam kamp ateşine yakın durmayı unutmayın sadece, tamam mı? | Open Subtitles | تذكرا فحسب أن تبقيا قريبين من نار المخيم الليلة، إتفقنا؟ |
Ama bu sefer, kamp ateşinden uzaklaştırılan canavarlar değil, en başında Kamp ateşini bizzat kuran canavarlarız. | TED | الفرق أن الوحوش هذه المرة لم تهرب من نار المعسكر وإنما أشعلت نار المخيم في المقام الأول. |
Kamp ateşinde görüşürüz. | Open Subtitles | "هوكي بوكي" أراكم عند نار المخيم. |