Aynen konuştuğumuz gibi, kocanız evlilik anlaşmasını fes etti ve sizin şartlarınızı kabul etti. | Open Subtitles | كما ناقشنا الأمر ، إن زوجك تنحى جانباً عن إتفاق ما قبل الزواج ورضخ لشروطك |
Ve konuştuğumuz gibi, Fred, çalışmalar dört haftadan uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | وكما ناقشنا الأمر يا "فريد"، لن يستمر العمل أكثر من أربعة أسابيع. |
Babamla Bunu tartıştık. İkimiz de bu evliliğin sürmesini istiyoruz. | Open Subtitles | أنا و أبي ناقشنا الأمر كلانا يريد لهذا الزواج أن يستمر |
Bunu tartıştık. | Open Subtitles | -لقد ناقشنا الأمر |
Bu konuyu tartışmıştık, demek istediğini anlıyorum, ama benimle orada buluşmalısın. | Open Subtitles | ناقشنا الأمر, وفهمت وجهة نظرك ولكن لا بد أن تلتقي بي هناك |
Bu konuyu tartışmıştık, demek istediğini anlıyorum, ama benimle orada buluşmalısın. | Open Subtitles | ناقشنا الأمر, وفهمت وجهة نظرك ولكن لا بد أن تلتقي بي هناك |
Babanla bu konuyu konuştuk ve finallerde çift salto yapmana karar verdik. | Open Subtitles | والدك وأنا ناقشنا الأمر ونعتقد بأنّك يجب أن تقومي بدور مضاعف في النهائيات |
Sonra sen, konuştuğumuz gibi Londra'ya gideceksin. | Open Subtitles | ثم ستذهبين إلى (لندن) كما ناقشنا الأمر |
Bu konuyu tartışmıştık, demek istediğini anlıyorum, ama benimle orada buluşmalısın. | Open Subtitles | ناقشنا الأمر, وفهمت وجهة نظرك ولكن لا بد أن تلتقي بي هناك |
bu konuyu konuştuk, Aria. | Open Subtitles | لقد ناقشنا الأمر يا آريا. |
Sonya'yla bu konuyu konuştuk. | Open Subtitles | أنا و(سونيا) ناقشنا الأمر. |