Hayır, bunun içindeyken değil. Ve bir şovumuz var. Geç kalamayız. | Open Subtitles | كلا, ليس بهذه المقطورة, فلدينا عرضٌ و لا يمكن أن نتأخر |
Doğuma hazırlık kursunda sadece bunu öğrenebildim çünkü her seferinde Geç kalıyorduk. | Open Subtitles | ذلك الشيء الوحيد الذي تعلمته من درس العناية بالأطفال لأننا دائماً نتأخر |
Hadi, Geç kalmayalım. Masada göreceğimiz adam ön sırayı kapmış zaten, haksız mıyım? | Open Subtitles | هيا بنا , لا نريد أن نتأخر كالرجل الذي سنراه مستلقي على الطاولة |
Çünkü her yıl Geç kalıyoruz ve bu yıl bekleme odasında oturmayacağım. | Open Subtitles | لأننا نتأخر كل سنة ولن أجلس في حجرة العدد الزائد هذه السنة |
İkimizin de randevusu var ve Geç kalmamamız gerekiyor. | Open Subtitles | إن لديك ارتباط و كذلك أنا ولا ينبغى أن نتأخر |
Bay McLeod için Geç saatte kapatıyoruz zaten. | Open Subtitles | نحن نتأخر دائماً ايام الخميس ننتظر السيد ماكلاود |
- Gitmeliyiz. Geç kaldık. - Otobüsü kaçıracağız. | Open Subtitles | علينا أن نذهب نحن متأخرون سوف نتأخر على الباص |
- Çocuğun son zamanlarda başı biraz dertte. - Geç kalıyoruz papaz efendi. | Open Subtitles | الفتى أزعج قليلا مؤخرا سوف نتأخر أيها القس |
Hem yürüyelim, hem konuşalım. çünkü yaşayacaksan Geç kalmak istemezsin. | Open Subtitles | هل بالامكان أن نمشي ونتكلم ؟ ففي حالة أنك مازلت حيا ، لا أريد أن نتأخر |
-Hadi gel Geç kalacağız. Özür için zaman yok hadi gidelim | Open Subtitles | سوف نتأخر, ليس هناك وقت للإعتذارات دعنا نذهب |
- Gitmeliyiz. Geç kaldık. - Otobüsü kaçıracağız. | Open Subtitles | علينا أن نذهب نحن متأخرون,سوف نتأخر على الباص |
Haydisene, kraliçeye Geç kalmayalim. | Open Subtitles | هيّا، لا تدعينا نتأخر عن مقابلة المـلِـكة |
Tamam unutma, çok Geç vakte kadar kalamayız. | Open Subtitles | حسناً، تذكري أننا لا نستطيع أن نتأخر كثيراً |
Her hafta buluşup Geç saatlere kadar vakit geçiriyoruz, abur cubur yiyip annenin izlemene hayatta izin vermeyeceği filmleri izliyoruz. | Open Subtitles | تعرف, كل أسبوعين, يتسنى لنا أن نتأخر في السهر, نأكل طعاما رخيص, و |
Geç kalmayız Teğmen burnum kaşınıyor | Open Subtitles | لاتقلق لن نتأخر ـ ملازم انفي يحكني ـ انس ذلك |
Şimdi, acele et oğlum. Çok Geç olmadan. Devam et. | Open Subtitles | الآن ، بسرعة ، بني ، قبل أن نتأخر هيا |
Hadi ama millet, hazırlanın. Geç kalmak istemeyiz. | Open Subtitles | هيا بنا , يجب ان تستعدوا لا يجب علينا ان نتأخر |
Belki çok Geç değildir. Tutulma sona erdi. Ama yine de Ateş Lordu ile yüzleşebilirim. | Open Subtitles | ربما لم نتأخر بعد, الكسوف قد انتهي و لكني أستطيع مواجهة زعيم النار بكل الأحوال |
uzun sürmez ve eve geldiğimde erkekleri çekiştiririz, hamurlu çerezler yeriz ve her zaman ki gibi Ben odaya girer. | Open Subtitles | لن نتأخر ,وعندما أرجع سنتحدث عن الشباب ونأكل البسكويت ونسعل في كل مرة يقترب بين للدخول الى الغرفة |
Biran önce gitmeliyim, yoksa gecikeceğiz. | Open Subtitles | حسناً، يتوجب عليّ الرحيل وإلا سوف نتأخر. |
Siz zamanında gelirsiniz diye gecikebiliriz sanmıştık. | Open Subtitles | إعتقدنا أنه يمكننا أن نتأخر لأنكم ستكونون على الموعد. |
Biz hayattaki amacını bulması biraz daha uzun sürenleriz. | TED | ونحن من نتأخر في إيجاد طريقنا في الحياة. |
Hadi, dışarıdaki ilk günümüzde hiçbir yere gecikmek istemeyiz. | Open Subtitles | هنا تماما هيا,لا نريد ان نتأخر في يومنا الاول بالخارج |
Roger, bottan sen sorumlusun. Burada kal, uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | "روجر" أنتَ مسئول عن القارب إبقى هنا لن نتأخر |