Efendim, sanırım sorunun ne olduğunu biliyoruz. Acele hareket etmeliyiz. | Open Subtitles | سيدي أعتقد أني عرفت ما المشكلة يجب أن نتصرف بسرعة |
Telsizin yanında değildi ve bizim çabuk hareket etmemiz gerekti. | Open Subtitles | أنت أغلقت اللاسلكي . و كان لابد أن نتصرف بسرعة |
Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. | TED | لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج. |
Şimdi harekete geçmeliyiz, yoksa çocuklarımızın bir geleceği olmayacak,... ..özgürlüğün tadı bir yana. | Open Subtitles | يجب أن نتصرف الآن أو أطفالنا لن يعرفوا المستقبل غير ذلك طعم الحرية |
Bir diğer deyişle, tıpkı kurumsal markalar gibi davranıyoruz. | TED | وبعبارة أخرى، نحن نتصرف مثل شركات العلامات التجارية. |
Yani bir bakıma, Bernoullli şöyle söylemekte, eğer bu iki şeyi tahmin edip çarpabilirsek, her zaman nasıl davranmamız gerektiğini kesin olarak bilebiliriz. | TED | بمعنى من المعاني ، ما كان برنولي يقوله هو ، اذا استطعنا تقدير ومضاعفة هذين الشيئين، سنعرف دائماً بدقة كيف يجب أن نتصرف. |
Ee ne diyorsun? -Şey. Sanırım iki yetişkin gibi davranmalıyız. | Open Subtitles | كلا انت محق يجب انت نتصرف كراشدين لان هذا اما سيحصل |
Gencim ben. Bilinçsiz hareket ederiz ve sivilcemiz çıkar. Gençlerin işi budur. | Open Subtitles | أنا مراهقة ، نتصرف بدون تفكير ونحصل على حبوب ، هذا مانفعله |
Kaptan Marvel yakalandı eğer onu kurtarmak istiyorsak, takım gibi hareket etmeliyiz. | Open Subtitles | , كابتن مارفل تم أسره . ونحن يجب ان نتصرف كفريق لأنقاذه |
Bu kaçınılmaz değil; ancak kararlı bir şekilde hareket etmeliyiz. | TED | إنه ليس حتميا، ولكن نحتاج إلى أن نتصرف بحزم. |
- Eğer gemi gitmeden önce harekete geçmezsek burada sonsuza kadar kalacağız. | Open Subtitles | إذا لم نتصرف قبل أن تغادر تلك السفينة سنكون محصورون هنا للأبد |
Korkarım ki, şimdi harekete geçmezsek, daha fazla insan değil -- herşeyimizi kaybedeceğiz. | Open Subtitles | أخشى أننا ما لم نتصرف الآن، فإننا لن نخسر مزيدًا من الناس فقط |
Eger sansimiz varken harekete geçmezsek yakalanan her sentetige ihanet etmis oluruz. | Open Subtitles | إن لم نتصرف الآن بينما تسنح لنا الفرصة سنخون كل آلي سيعتقلونه |
Neden burada oturup, bizim suçumuzmuş gibi davranıyoruz, bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري ما يدعونا للجلوس هنا نتصرف كأنما كانت غلطتنا |
biz her şeyi biliyormuş gibi davranıyoruz. | Open Subtitles | نتصرف كأننا نملك الأجوبة ونحن منيعون كلياً |
Sadece aynı ofiste çalıştığımız için neden arkadaşmış gibi davranmamız gerekiyor? | Open Subtitles | لمجرد أننا نعمل في مكتب واحد، لماذا علينا أن نتصرف كأننا أصدقاء؟ |
Şampiyon olacaksak, öyle davranmalıyız. Değil mi, koca adam? | Open Subtitles | ، إذا أردنا أن نكون أبطال علينا أن نتصرف مثلهم |
Yani, ben farklı davranalım demiyorum. | Open Subtitles | أعني، أنني لا أقصد أن أقول أن نتصرف بطريقة مختلفة. |
Bu bizim balayımız olsun ya da olmasın bunu aslına uygun şekilde yapmalıyız. | Open Subtitles | سواءً أحببنا أم لا فنحن في شهر عسلنا ويجب أن نتصرف وفقاً للعرف |
İşlerin ne kadar kötüye gittiği mühim değil, yine de insan gibi davranacağız. | Open Subtitles | مهما سائت الأمور نحن نظل نتصرف على أننا بشر هذا كل ما لدينا |
Eğer işler normale dönecekse o zaman normal davranmaya başlamalıyız. | Open Subtitles | لو أنّ الأمور ستعود لطبيعتها فعلينا أن نتصرف على طبيعتنا |
Toplum bize medeni davranmamızı söyler, ama işin gerçeği bizler hayvanız ve bazen o hayvanı dışarı salman gerekir. | Open Subtitles | المجتمع يخبرنا أن نتصرف بتحضر لكن الحقيقة أننا همجيون في بعض الأحيان عليك أن تنفس عن غضبك، حاول |
İşin sırrı "biz"iz herhangi bir çatışma anında yapıcı bir rol oynayabilecek olan çatışmanın etrafını saran topluluk olarak biziz | TED | نحن الذين نتصرف نحن المجتمع المحيط بأي صراع يمكنه ان يلعب دوراً بناءاً في اي نزاع |
Bilmiyorum, ama kari koca gibi davranabiliriz. | Open Subtitles | لا أعلم, لكن ربما يمكننا أن نحاول أن نتصرف كزوجان |
Sorun şu ki, bu görüşe bağlı olarak nasıl davranırız? | Open Subtitles | والسؤال الوحيد هو ، كيف نتصرف بناءً على هذه البصيرة، وهذه المعرفة؟ |
Deli gibi davranıp, kör gibi çevredeki her şeye saldırmak. | Open Subtitles | نتصرف بتقلب ونهجم بشكل أعمى على كل شيء من حولنا |
Her neyse, komşunun köpeği de oradaydı, ama kendi köpeğimiz gibi davranıyorduk. | Open Subtitles | على أي حال كلب الجيران كان هناك ولكننا كنا نتصرف على أنه كلبنا |