Herkül, köyümüze yeniden can getirdin. Her şeyi sana borçluyuz. | Open Subtitles | هرقل، أعطيت الحياة لقريتنا ثانيةً نحن ندين لك بكل شيء |
Bu onun son isteği. Ona en azından bunu borçluyuz. | Open Subtitles | إنها أمنيته الأخيرة . نحن ندين له بهذه على الأقل |
Dönüşüme yaklaşımımızı cesurca dönüştürmek için bunu kendimize, kuruluşlarımıza ve dahası topluma borçluyuz. | TED | نحن ندين بهذا لأنفسنا، لمنظماتنا وللمجتمع بشكل أوسع لنغير بجرأة مقاربتنا للتغيير. |
Bu iki kadına inanılmaz bir minnet borcumuz var. | TED | نحن ندين بالكثير من الشكر والامتنان لهاتين الإمرأتين |
Öyleyse o piçe iade-i ziyarette bulunmalıyız. | Open Subtitles | إذن نحن ندين لهذا الحقير زيارة |
Gelecek nesillere cinsel şiddetin hiç olmadığı bir dünya borçluyuz. | TED | نحن ندين للمستقبل بعالم خالٍ من العنف الجنسي. |
Herşeyi ona borçluyuz. Bizim için ölümsüzlüğünden vazgeçti. | Open Subtitles | نحن ندين له كل شيء لقد تخلى عن خلوده لأجلنا |
Lady Guinevere'nin hayatını tek bir kişiye borçluyuz. | Open Subtitles | نحن ندين بحياة السيدة جوينيفير لرجل واحد فقط |
Kendime hakim olamıyorum, eşyanın büyük resminde, onlara borçluyuz. | Open Subtitles | لا أستطيع مساعدة ما لا احس به في الحقيقة نحن ندين لهم |
O olmasa dedektif bile olamazdık. Ona çok şey borçluyuz. | Open Subtitles | بدونة لكنا بلا عمل الأن, نحن ندين لة بالكثير |
Kardeşine çok şey borçluyuz. | Open Subtitles | نحن ندين فعلاً لأخيك بسلة فاكهة رباه , تروقكِ فعلاً نبرة صوتكِ |
Birçok kez hayatımızı kurtardın. Sana borçluyuz. | Open Subtitles | لقد انقذت حياتنا أكثر من مرة ، نحن ندين لك |
Bay Fuse ve Hanabishi'ye çok şey borçluyuz. | Open Subtitles | حالياً, نحن ندين بشكل كبير للرئيس فوسي وعائلة هانابيشي |
Buna bir son vermeden kamp hakkında daha fazla şey öğrenebilmeyi Jesus'a borçluyuz. | Open Subtitles | نحن ندين لهيسس لإعلامنا بشأن المخيم قبل أن يحدث هذا |
Biz her şeyi bu adama borçluyuz, ve sen onu bilmiyorsun. | Open Subtitles | نحن ندين لهذا الرجل بكل شيء و أنت لا تعرف من هو |
Onun parmak izleri vardı. Bu tutuklamaları sana borçluyuz. | Open Subtitles | بصماته أيضاً موجودة نحن ندين لكم في هذه القضية |
Özür dilemekten bahsetmişken, sana büyük bir özür borçluyuz. | Open Subtitles | حسنًا ، بالتحدث عن الإعتذارات، نحن ندين لكِ بإعتذارٍ كبير. |
- ...o kadar iğrendim ki. - Lütfen bekle. Sana bir özür borçluyuz. | Open Subtitles | هكذا أنا أشعر بالإشمئزاز أرجوك نحن ندين لك بإعتذار |
Sizlere ve insanlarınıza gönül borcumuz var ama evimize daha yeni döndük tekrar göremeyeceğimizi sandığımız evimize. | Open Subtitles | نحن ندين لك و لطاقمك بالكثير لكنننا عدنا إلى وطننا وطن كنا نعتقد أننا لن نراه ثانية |
Bildiğin üzere, Lillian'a iki aylık kira borcumuz var bu 950 dolar ediyor. | Open Subtitles | كما تعلمين , نحن ندين لـ ليليان إيجار شهريين متتاليين هذا يعني $950. |
Onlara oldukça yüksek miktarda borcumuz var. | Open Subtitles | نحن ندين لهم بكمية كبيرة من المال |
Öyleyse o piçe iade-i ziyarette bulunmalıyız. | Open Subtitles | في الواقع نحن ندين لذلك الحقير زيارة |