Bu işin başı olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | ونحن لا نظن أنه يكوي القمصان نحن نظن أنه متوجه إلى هنا |
Çok nadir bir protozoa olabileceğini düşünüyoruz, parazit gibi. | Open Subtitles | نحن نظن أنه قد يكون كائن أحادي الخلية من نوع نادر، أشبه بطفيلي. |
Çok nadir bir protozoa olabileceğini düşünüyoruz, parazit gibi. | Open Subtitles | نحن نظن أنه قد يكون كائن أحادي الخلية من نوع نادر، أشبه بطفيلي. |
Adli mercinin bu ayncalıklı bilgiyi ifşa etmesi halinde Ulusal Güvenlik Daire Başkanı'nın da açıkladığı üzere, ulusal güvenliğe onulmaz zararlar verilmesinin önüne geçilemeyeceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن أنه من المستحيل أن يستمر النظر في هذه المزاعم دون خطر الإفشاء عن تلك التساؤلات |
Fakat mesele iyi insan olmaya geldiğinde efor ve büyüme faydası olmaksızın bilmekle yükümlü, yapmakla yükümlü olduğumuz bir şeymiş gibi düşünüyoruz. | TED | لكن عندما يحين الوقت لنكون أشخاصًا جيدين، نحن نظن أنه شيء من المفترض فقط أن نعرفه، ومن المفترض فقط أن نفعله، من دون فائدة الجهد أو التطور. |
Biz belki bir pub olan , ya da bir restoranda düşünüyoruz. | Open Subtitles | . نحن نظن أنه ربما في حانة أو في مطعم |
Birinin Kızıl Şövalyelerin adına intikam almak istediğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن أنه شخص يسعى للإنتقام بالنيابة عن "الفرسان الحمر " |
Aksi ispatlanırsa, adil oynanır. Onun Clark hakkında, Clark'ın da onun hakkında bir şey bildiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن أنه تملك شيئا ضدّ (كلارك) و(كلارك) يملك شيئا ضدّها. |
Ellie, babanın cinayetinin yasadışı kumarla bağlantısı olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | إيلي), نحن نظن أنه من المحتمل بأن يكون مقتل والدك) قد يكون مرتبط بقمار غير شرعي |
Başımıza belâ olmak için döndüğünü düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن أنه عاد لمحاربتنا |
O sırada bomba yerleştirdiğini ve Sekou Bah'ya komplo kurulduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن أنه زرع القنبلة في ذلك الوقت (ولُفقت التهمة إلى (سيكو باه |