Sürekli saklanıyoruz, bir garajda yaşıyoruz. | Open Subtitles | نختبئ دائماً عن دائرة الهجرة ونعيش في مرآب |
- Bir ay önce seni tanımıyordum bile ve şimdi bak bize, birlikte saklanıyoruz. | Open Subtitles | قبل شهر لم أكن أعرفك حتى و الان انظر الينا نختبئ سوية |
- Saklanmamız gerekmiyor mu? - Bir dakika. Hayalet benle konuşmalıyım. | Open Subtitles | أليس بالمفترض أن نختبئ دقيقة فقط ,اريد أن اتكلم مع شبجي |
Otoparktaki çöplüğün arkasına saklanacağız ve işemeye geldiklerinde tuzağa düşüreceğiz. | Open Subtitles | نختبئ خلف مكبات النفايات في موقف السيارات ونوقع بالأشخاص عندما يأتون لقضاء حاجتهم |
saklanmak bir yana, destekleniyor ve kutlanıyorduk. | TED | بعيدا عن كوننا كنا نختبئ بعيدا عن الأنظار، كنا نحصل على التشجيع والاحتفال بنا. |
Evet. Ama saklanmalıyız. Bu şekilde oluyor. | Open Subtitles | أجل ، ولكن يجب أن نختبئ هذا هو ما يحدث عادةً |
On yedi yıldır... saklanıyoruz. | Open Subtitles | فكري في الأمر، كنا نختبئ لسبع عشرة سنة |
Biz de sürülenler gibi saklanıyoruz. Tez intikam peşindeyiz. | Open Subtitles | نحن نختبئ كالمنّفييّن أيضاً، وكلّنا نرّغبُ بإنتقامٍ سريّع. |
Firardayız. Kalabalık arasında saklanıyoruz. | Open Subtitles | فى العمل يا سيدتى ، حيث نختبئ وسط الحشد |
Pangle diye şişko bir çocuk... Georgia'dan bir şarkıcıyla birlikte yukarıda bir mağarada saklanıyoruz. | Open Subtitles | نختبئ في أحد الكهوف مع مغني من جورجيا |
Georgia'dan bir şarkıcıyla birlikte yukarıda bir mağarada saklanıyoruz. | Open Subtitles | نختبئ في أحد الكهوف مع مغني من جورجيا |
Öpüşeceksek yemekhanenin arkasında Saklanmamız gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتها أننا لو كنا ننوي فعل ذلك يجب أن نختبئ خلف مطعم المدرسة |
Ama daha önce utanıyordum ve yine böyle Saklanmamız gerekecekse yine öyle hissetmeye başlayacağım. | Open Subtitles | وأذا كان علينا أن نختبئ هكذا طوال الوقت سأبدأ بالشعور بتلك الطريقه مره أخرى |
Birkaç günlüğüne çiftlikte saklanacağız, dışarıda bir hafta. | Open Subtitles | سوف نختبئ في المزرعة لبعض الأيام واسبوع في الخارج |
Karanlığa kadar saklanacağız. | Open Subtitles | نختبئ هنا حتى الظلامِ. |
saklanmak için yoldan daha uzak bir yer bulamazdık. | Open Subtitles | أعني لم نستطع أن نجد مكان نختبئ فيه أبعد من هذا |
- Gelin. saklanmalıyız. - Etrafta olmadıklarını söylemiştin. | Open Subtitles | هيا ، يجب أن نختبئ أنت تقول أنهم لم يكونوا هنا |
Ben ve Ralph eskiden orada saklanırdık. Midilli tarzı. Earl, eğer ahırda uyuyacaksam belki de hapse gitmek daha mantıklıdır. | Open Subtitles | هناك حضيرة قديمة، كنا أنا ورالف نختبئ فيها على طريقة فتيان الاسطب |
Şeyy, yapabileceğimiz en iyi şey bir yere saklanıp neler olacağını izlememiz. | Open Subtitles | الحلّ الأفضل هو أن نختبئ في مكان ما وننتظر لنرى ما سيدث |
Karanlıkta, penceresiz odalarda saklanırız ve genellikle güneş ışığından kaçınırız. | TED | نختبئ في الظلام، في غرف بلا نوافذ، وعادة ما نتفادى ضوء الشمس. |
Arthur oyun filan değil. Ya hemen gidelim ya da hava kararana kadar bir yerlerde saklanalım. | Open Subtitles | " آرثر " هذه ليست لعبة إما نذهب الآن أو نختبئ |
Bak, berduş ormanı. Oraya saklanabiliriz. | Open Subtitles | أنظر مخيم الهوبو , نستطيع أن نختبئ هناك |
Götürülüp ifade verirse hiç birimizin saklanacak yeri kalmaz. | Open Subtitles | إذا أمسكوا به وأدلى بشهادته لن يكون هناك مكان لكي نختبئ به |
Saklanmıyoruz. Hala düşmanlarımız var. Öğrencilerimi korumalıyım. | Open Subtitles | نحن لا نختبئ, انما لا يزال لدينا اعداء في الخارج يجب علي ان احمي طلابي انتي تعلمين ذلك |
Neden o ağacın arkasına saklandık? | Open Subtitles | لماذا كنا نختبئ خلف تلك الشجرة؟ |
Evet, başka bir yol bulmalıyız çünkü yatakta saklanamayız. | Open Subtitles | علينا أن نجد مكان آخر لأننا لن نختبئ علي السرير |
Kaçmayacağız. saklanmayacağız. | Open Subtitles | لن نهرب لن نختبئ |