Hizmetçimiz üç yıl önce bir gün izin aldı, bir daha da yüzünü görmedik. | Open Subtitles | الخادمة فى عُطلة من ثلاث سنوات و لم نرها من ذلك الحين |
Bugün onu hiçbir yerde görmedik ama eğer görürsek sana söyleriz. | Open Subtitles | نحن لم نرها اليوم في اي مكان لكننا سوف نخبركي اذا وجدناها |
Sonra ortadan kayboldu. Onu o günden beri görmedik. | Open Subtitles | ومن بعدها لا شيء, لم نرها منذ ذلك الحين. |
Birden gülmeye başladık ve çocukluğumuzdan beri görmediğimiz o eski salıncağa doğru koştuk. | Open Subtitles | فجأة بدأنا نضحك وجرينا نحو الأرجوحة القديمة التي لم نرها منذ كنا أطفالا |
Daha önce görmediğimiz örüntüleri bulmak için, bütün bu verileri toplayıp biraraya koyduğumuzda neler olduğunu bir düşünün. | TED | أعتقد أن ما يحدث عندما نقوم بجمع كل تلك البيانات ويمكننا أن نضعها معًا من أجل إيجاد أنماط لم نرها من قبل. |
- Özür dilerim anne. Ama yedi yıldır onu görmüyoruz. | Open Subtitles | ، ولكننا لم نرها منذ سبع سنوات |
Hepsi oradaydılar, fakat hiçbirini göremedik... | Open Subtitles | كانت هناك طوال الوقت لكننا لم نرها أبداً |
Hiç görmedik yüzünü, hiç adı geçmedi... | Open Subtitles | ,أعني, لم نرها من قبل ولم نتحدث عنها يوماً |
Öyle olsa bilirdim. Arabası kayboldu. O günden beri de görmedik. | Open Subtitles | كنت لأعرف ذلك تم فقدان سيارته، لم نرها |
Şey, kendini öldürürken görmedik. | Open Subtitles | حسناً ، نحن لم نرها وهي تفعل ذلك |
Onu epeydir görmedik. Öyle umuyorum. | Open Subtitles | _ لا ادري اننا لم نرها منذ مدة انا فقط اتمني ذلك_ |
Cara bizden ayrı düştü. Ondan sonra da bir daha görmedik onu. | Open Subtitles | ( كارا) أفترقت عننا أثناء القتال، و لم نرها مـُنذ ذلك الحين. |
Ödül kayboldu. Bir daha onu hiç görmedik. | Open Subtitles | إختفت الجائزة, و لم نرها مجدداً |
Ve henüz kimseyi ciddi bir şekilde yaraladığını da görmedik. | Open Subtitles | ولم نرها قامت بإيذاء شخص ما لحد الآن |
Bunun hakıındaki en kayde değer şey ise bize yeni bilgileri anlamak için yeni bir yol vermesi ki bunlar daha önce görmediğimiz şeyler. | TED | لكن الأمر المذهل في كل هذا هو أنه يقدم لنا طريقة جديدة تماما لفهم معلومات جديدة، وأمور لم نرها من قبل. |
Zaman lüksümüz sayesinde, daha önce görmediğimiz şekilde toplu hâlde köpek balıklarını ve orfozları araştırma imkânımız vardı. | TED | ولأننا كنا نملك متسعًا من الوقت، تمكننا من دراسة حيوانات كالقرش والهامور في تجمعات لم نرها أبدًا من قبل. |
Depremler meydana geldiğinde, daha evvel görmediğimiz bu mikroplardan inanılmaz miktarlarda deniz zeminine çıkmakta. | TED | عند حدوث هزة أرضية, كميات هائلة من الميكروبات الجديدة التي لم نرها من قبل تخرج من قاع البحر |
görmediğimiz ve bilmediğimiz şeylerden korkmak budalacadır. | Open Subtitles | إضافة إلى أمور لم نرها من قبل وأمور لم نعرفها بعد من الحماقة أن نهاب أموراً لم تختبرها بعد |
Galaksinin genişliğinde, daha önce hiç görmediğimiz, adı konulmamış şeytani güçlerin bizi yemek için beklediği... | Open Subtitles | وباتساع المجرة حيث لا حصر بها لقوى الشر التي لم نرها من قبل لايزالوا ينتظرون , فرصتهم ضدنا |
Onu uzun zamandır görmüyoruz. | Open Subtitles | لم نرها منذ وقت طويل. |
Biz de bir günlük sorun olmaz dedik, ama o gün bu gündür onu göremedik. | Open Subtitles | قلنا أنه لا بأس بذلك لليلة ولكننا لم نرها منذ ذلك الوقت |