Bu akşam saygınlığımızı, insani haklarımızı ve gururumuzu geri alacağız. | Open Subtitles | الليلة, نستعيد كرامتنا حقوق ولادتنا و كبريائنا |
Tarım topraklarımızı geri almak için, yıkılan duvarı tamir etmeliyiz. | Open Subtitles | وحتى نستعيد أراضينا الزراعية علينا أن نستعيد الجدار الخارجي المحطم |
Ben insanlığı yok olmakdan kurtardım. Düzeni yeniden kurmak zorundaydım. | Open Subtitles | نحاول ان نستعيد البشرية من الضياع نحاول ان نعيد النظام |
Dönüp Dudley'in motorunu almamız gerekiyor. Bu yüzden mi durduk? | Open Subtitles | هذا هراء , علينا أن نعود و نستعيد دراجة دادلي |
Cesedi geri alıyoruz. Sonra Marko'nun keşfini duyuracağız. Gidelim. | Open Subtitles | سوف نستعيد الجثة ونعلن الإستنكشاف هيا بنا |
Tabii ki, kimseyi hemen evine yollayamayız ama yeni yıl gibi, evimizi geri alacağız. | Open Subtitles | لن نقوم بإرسال أحد للمنزل قريباً، بالتأكيد لكن في بعض الوقت في السنة الجديدة فسوف نستعيد منزلنا |
Bütün önceliğimiz bu görevi başarıyla sonuçlandırmak. EMP Füzelerini mutlaka geri alacağız. | Open Subtitles | الهدف الوحيد لنا هو نجاح المهمّة سوف نستعيد البطاريات الكهرومغناطيسيّة |
Hoşunuza gitse de gitmese de bu gemiyi geri alacağız. | Open Subtitles | سوف نستعيد هذه السّفينة سواءًا رغبتم بذلك أم لا. |
Ben, ben merak ediyordum da acaba, eski işlerimizi geri almak gibi bir şansımız var mı, efendim. | Open Subtitles | أنا كنت فقط أتساءل لو كان هناك .. إم .. أي فرصة يمكننا بها أن نستعيد عملنا السابق يا سيدي |
O filmi geri almak zorundayız yoksa işimizden oluruz. Ne dediğimi anladınız mı? | Open Subtitles | يجب أن نستعيد هذا الفيلم وإلا فصلنا جميعاً ، هل تفهمان؟ |
dediler. Ben de "Piyasalarda güveni yeniden tesis etmezden evvel halkımız arasında güven ve itimadı tesis etmeliyiz." | TED | فقلت لهم: قبل أن نستعيد ثقتنا في الأسواق يجب أن نستعيد الثقة بين أفراد شعبنا |
Yapmamız gereken hükümetimizin bizim çıkarlarımız korumak için var olduğu fikrini yeniden kazanmaktır. Ülkemizin doğuşunu sağlayan fakat artık kaybettiğimiz birlik olam duygumuzu yeniden kazanmaktır. | TED | وهذا ما يتوجب علينا القيام به ان نستعيد فكرة ان حكومتنا تعمل لاجل مصالحنا وان نستعيد فكرة الوحدة والحس الوطني العام والذي فقد منذ مدة |
Paramızı geri almamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب ان نستعيد نقودنا اسفة على التأخير يا سيدة فيرلوك |
Bu seviyenin kontrolünü geri almamız an meselesidir. | Open Subtitles | إنها فقط مسألة وقت قبل أن نستعيد السيطرة على هذا الطابق |
Şimdi de biz "tazminat" denen küçük bir şeyi geri alıyoruz. | Open Subtitles | والآن نحن نستعيد شيء صغير يدعى بالتعويض |
Başına bunun gelmesine izin vermeyeceğim. Derim ki geri dönelim ve Dudley'in motorunu alalım. - Diyorsun? | Open Subtitles | لن أترك هذا يحدث له أقول أن علينا أن نعود و نستعيد الدراجة |
Buradaki her şey çözüldüğü zaman, petrol sahalarını geri almalıyız. | Open Subtitles | عندما يستقيم كلّ شيء هنا يجب أن نستعيد حقول النفط |
Dinle, sorun yok. Bir yolunu bulacağız. Her zaman buluruz. | Open Subtitles | إسمع لابأس سوف نستعيد عافيتنا نحن نفعل هذا دائماً |
Kızımızı geri alana kadar bize odaklanamayacağım, üzgünüm. | Open Subtitles | حسناً, حقيقةً, لا يمكنني التركيز علينا حتى نستعيد ابنتنا. أنا آسفة |
- Peki, peki. - Hayatımızı kurtarmamız için o bilgisayar çubuğu şeysini almalıyız. | Open Subtitles | حسنا يجب ان نستعيد الشئ الذي يُلصق بالكومبيوتر لننقذ حياتنا |
Bu olanları nasıl eski haline getireceğiz? | Open Subtitles | الآن، كيف نحن نستعيد الأشياء إلى الوضع الطبيعي؟ |
Kardeşimle Kuzey'i kendi başımıza geri alırız. Seni bir daha görmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا وأخي سوف نستعيد الشمال بأنفسنا ولا أريد رؤيتك مجدداً |
Artık geldiğine göre hisarımı nihayet geri alabiliriz demektir. | Open Subtitles | ربما الآن بعودتك، قد نستعيد حصني بعد انتظار طويل |