| Olumsuz, giriyoruz. | Open Subtitles | هذا المكان سوف تنفجر. سلبية، ونحن نسير في |
| Sıraya giriyoruz, formlar dolduruluyor. | Open Subtitles | كنا نسير في خط واحد , ولبسنا لباس موحد |
| - ...bu yüzden içeri giriyoruz. | Open Subtitles | لذلك نحن نسير في. |
| Bu yönde yürüyorduk ve ışığın burada olacağını sanıyordum. | Open Subtitles | كنا نسير في هذا الإتجاه وظننت أن المنارة ستكون هنا بالضبط |
| Bir kum fırtınasındaydım, tüm o insanlarla birlikte, başlarımız örtülüydü ve aynı yöne yürüyorduk. | Open Subtitles | لقد كُنت في عاصفة رملية أمشي مع كُل هؤلاء الناس رؤوسنا مغطاة و نسير في نفس الأتجاة |
| Cevap bu yanlış yolda ilerliyoruz. | Open Subtitles | هذا هو الجواب، إننا لا نسير في الاتجاه الخاطئ |
| Görünüşe göre doğru yolda ilerliyoruz. | Open Subtitles | يبدو اننا نسير في الاتجاه الصحيح |
| Sisin içine giriyoruz, sen ve ben. | Open Subtitles | نسير في الضباب،أنتِ وأنا |
| İçeri giriyoruz. | Open Subtitles | نحن نسير في |
| İçeri giriyoruz! | Open Subtitles | ونحن نسير في! |
| Üç aydır ormanda yürüyorduk. | Open Subtitles | لثلاثة أشهر كنا نسير في الغابة |
| Beraber yürüyorduk ondan ayrılmak üzereydim, birden seğirmeye başladı. | Open Subtitles | كنا نسير في المنطقة... كنت على وشك الإنفصال عنه... ، ثم بدأ يرتعد |
| İnsanlığın gidişat yolunda ilerliyoruz. | Open Subtitles | نحن نسير في طريق تتغير فيه البشرية |