Tamam ama, insanları gerçek kürk almaya teşvik etmek istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | أجل، لكننا لا نريد أن نشجع الناس على شراء فرو حقيقى، صح؟ |
bunu insanlara göstererek davranışlarında bir değişiklik teşvik edebiliriz. | TED | فاذا أستطعنا أن نجعل الناس يرون هذا ، فأننا نستطيع أن نشجع على بعض التغييرات السلوكية. |
Kısaca, oyuncular oyun boyunca yaratıcılığa teşvik ediliyorlar. | TED | نشجع اللاعبين على أن يكونوا مبدعين في اللعبة. |
Mucitleri, yaratıcıları, yarar sağlayabilecekleri cesaretlendirmek istiyoruz, çünkü üzerinde yaşadığımız dünya bu interaktif dünya bizim. | TED | نريد أن نشجع عالما من المبدعين والمخترعين والمساهمين، لأن العالم الذي نعيش فيه، هذا العالم التفاعلي، هو ملكنا. |
Birlikte amigoluk yapıp yeni bir All Star takımı olabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نشجع معا ونصبح فريقا جديدا تماما لكل النجوم |
Bir ton evrak hazırlamam gerekir fakat aile bireylerinin bir arada olmasını destekliyoruz. | Open Subtitles | هذا يحتاج إلى توقيع كمية كبيرة من الأوراق لكننا نشجع على إبقاء أفراد العائلة معاً |
Burada bağımsız konuları cesaretlendirdiğimizi sanıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أظن أننا نشجع طرح شريحة كبيرة من القضايا |
Ve tipografi müfredatın çok önemli bir kısmı ve öğrencilerimize ilham için kendi içlerine bakmalarını teşvik ediyoruz | TED | والطبوغرافية هي جزء مهم جداً من المناهج الدراسية ونحن نشجع طلابنا على العثور على المحفّزات بداخلهم. |
Fakat hızlı kaybetmenin girişimcilere tek seçenekmiş gibi göstermenin tembelliği teşvik etmesinden korkuyorum. | TED | و لكنني أخشى أنه عندما نقدم الفشل السريع لرواد الأعمال كخيارهم الوحيد، قد نكون نشجع الكسل. |
Girişimcileri erkenden pes etmeye teşvik ediyor olabiliriz. | TED | فد نكون نشجع أستسلام رواد الأعمال ببساطة. |
Öğretmenleri dezavantajlı öğrencilerin zorlandığı konulara odaklanmaları gerektiğine mi teşvik etmeliyiz? | TED | الآن، هل يجب أن نشجع المدرسين لكي يركزوا على المهارات التي يواجه الأطفال المحرومون صعوبة معها؟ |
Bu küçük beyleri, karar almaya teşvik ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نشجع هؤلاء الصغارعلى إدارة شؤونهم الخاصة |
Geleneksel ahlak değerlerine dönüşü teşvik etmeliyiz. | Open Subtitles | ويجب أن نشجع إلى العودة للعادات والقيم الأخلاقية |
Sanki biz hamile kadınları içmeye teşvik ediyormuşuz gibi göstermişler. | Open Subtitles | جعلوه يبدو مثلما نحن كنا نشجع النساء الحبلى ليشربن. |
Çiftçileri mümkün olduğunca çok mısır üretmeye teşvik ediyoruz. İşleri büyütmeye, sağlamlaştırmaya... Mısır kökü başına para yardımı yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نشجع المزارعين للزراع بقدر ما يستطيعون الزراعة , نحن فاجئنا المزارعين بالاعانات |
İnsanları enerjiyi daha iyi kullanmaları için cesaretlendirmek istedik. | TED | وأردنا أن نحاول و نشجع الناس على استعمال أفضل لطاقة. |
İyileşmenin bir parçası da hastaları cesaretlendirmek. Cinayet fantezileri için. | Open Subtitles | ذلك جزء من التعافي نحن نشجع هذا النوع من |
Adı Jody. 5 yaşımızdan beri onunla birlikte amigoluk yapıyoruz. | Open Subtitles | جودي، نحن نشجع منذ كنا بالخامسة |
Ayrıca, Evan'ın bütün oyunlarında biz amigoluk yapıyoruz. | Open Subtitles | ( اقصد نحن نشجع في جميع مباريات ( ايفان |
Hatırlatayım-- kapılarınıza paspas koymanızı destekliyoruz. | Open Subtitles | للتذكير ، نحن نشجع وضع مِمسحة الأرجل *التي توضع عند الباب* |
Hayır, çeşitliliği tamamen destekliyoruz. | Open Subtitles | لا ، نحن بالتأكيد نشجع التنوع |
- Evet, ama ben burada serbest konularda cesaretlendirdiğimizi düşünüyordum. | Open Subtitles | أننا نشجع طرح شريحة كبيرة من القضايا هنا |