Kişisel düşüncelerimi internet ortamında yayınlamak ne kadar güzel bir düşünce değil mi? | Open Subtitles | و يالها من بداية لمشاركة افكاري الشخصية وبعد ذلك نشرها على الانترنت ؟ |
Gerçekten aklımda olan şeyi yaptığıma emin olmadan yayınlamak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد نشرها حتى أتأكد من حصولي على ما أظن. |
Bayan Sun, arama motorunda iptal edilmeden iki gün evvel, UberTech adlı bir blogda yayınlanan bir eleştiriyi okuyalım. | Open Subtitles | سيدتي دعيني أقرأ عليك مراجعه من المدون التقني تم نشرها قبل يومين من التخلي عن محرك البحث الخاص بكم |
Resmi ilan olmadıkça, AI, bu topluluğu etkileyecek bilgileri yaymak benim için hak değil kutsal görevdir. | Open Subtitles | غياب الإعلان الرسمي معلومات تؤثر على المجتمع ليست من إستحقاقي نشرها |
Ve o parça yayınlandı, ve sonra bir başkasını yazdım, o da yayınlandı. | TED | و تلك القطعة تم نشرها و عندها كتبت قطعة اخرى و تم نشرها |
Alicia beni kötüleyecek şeylerinin olduğunu ve bunları gazetede yazacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني (أليشيا) أن لديها معلومات شائنة بخصوصي، كانت تنتوي نشرها. |
En çok konuşulan konu haline geldi çünkü annesinin apartmanında oturan bir blogcu yayınladı. | Open Subtitles | لم تصبح على لسان الكل إلا بعد أن نشرها صاحب مدونة يعيش مع أمه |
Yayıncıya gidebilirsiniz göreceksiniz ki şimdiye kadar yayınladığı en başarısız kitaptır. | Open Subtitles | فيمكنكأنتعودإلى الناشر... وسترى بأنه أحد أفشل الكتب التي نشرها |
Şimdi bu, imam ve rahiplerini düz maaşa bağlaması gereken tüm üyeler için cesaret, yayınlanacak olan denetlenmiş finansal tablolar ve etik olmayan kaynaklardan gelen katkıları reddetmeyi gerektirir. | TED | الآن، سيتطلبُ ذلك الشجاعة من قبل الأعضاء الذين عليهم وضع الأئمة والكهنة لتلقي رواتب معتدلة، ويتطلب ذلك بيانات مالية مدققة سيتمُ نشرها وحتى رفض المساهمات من المصادر غير الأخلاقية. |
Kitap olarak yayınlatmayı hiçbir şekilde kabul etmedi. | Open Subtitles | لم يوافق أبداً على نشرها ككتاب |
Gerçekten aklımda olan şeyi yaptığıma emin olmadan yayınlamak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد نشرها حتى أتأكد من حصولي على ما أظن. |
Sadece bütün bu küçük elmaların hangi amaca hizmet ettiğini anımsayın geliyor, size ulaşıyorlar ve siz onlar hakkında şeyler yayınlamak istiyor veya onlar hakkında tweetler veya gece yarısı mesajları atıyorsunuz | TED | فقط تذكر الغرض عندما كل تلك التفاحات الذهبيه تأتي اليك وتصلك وأنت ترغب في نشرها أو كتابة تغريده عنها أو إرسال رسالة في وقت متأخر من الليل. |
Bu 1998'de çok sık meydana gelen bir olay değildi. Bundan kastım, insanların özel kelimelerini, hareketlerini sohbetlerini ya da fotoğraflarını çalmak, ve sonra bunları yayınlamak -- izinsiz, içerikten yoksun ve merhametsizce. | TED | كان الأمر خارجا عن السيطرة في عام 1998 و بهذا أعني أن سرقة خصوصيات الناس من كلمات و أفعال و محادثات و صور و نشرها على العلن علنا دون موافقة خروجا عن السياق و علنا من دون أي إشفاق. |
Adam ona Sarah'nın kayıp biyolojik babasını bulduğu hakkındaki hikâyeyi yeni duyduğunu ve bu harika keşfi Sarah'nın bunun karşısındaki reaksiyonu ile birlikte Toronto gazetesinde yayınlamak istediğini söyledi. | Open Subtitles | "قام المراسل بإخبارها أنه وللتو سمع قصتها "مع إكتشاف والدالها البيولوجي الضائع "وأعرب عن رغبته في نشرها في صحيفته; |
2 yıl önce yayınlanan çığır açan bir araştırma çok önemli bir soruyu sordu: Kalp hastalığı olan kadınlar için en etkili tedavi yöntemleri nelerdir? | TED | في دراسة هامة تم نشرها منذ عامين، تم طرح سؤال هام: ما هي أكثر طرق العلاج فاعلية ضد مرض القلب عند النساء؟ |
yayınlanan reklamın sana gönderdiğim reklam olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الإعلانات التي تم نشرها ليست الإعلانات التي قمت ببعثها |
Baba geçen sene Paris'te yayınlanan radyum ve kanser tedavisiyle alakalı bir çalışmayı inceliyorum. | Open Subtitles | أبي ، لقد كُنت أقرأ أوراق تم نشرها العام الماضي في باريس عن الراديوم وعلاج السرطان |
Tek yapmanız gereken yaymak. | Open Subtitles | كل ما عليك القيام به هو نشرها أين؟ في الفضاء؟ |
Her bir parçasını söküp yere tamamen yaymak istiyorum. | Open Subtitles | أريد تفكيكها و نشرها كلها على الأرضية |
Atlantic Monthly'e bir parça sattım, ve bu Reader's Digest'te tekrar yayınlandı. | Open Subtitles | و بعت قصة لمجلة أتلانتيك الشهرية و أعادو نشرها في ريدرز دايجيست |
İşte size yeni bir harita. Bu yaklaşık bir hafta önce New York Times'da yayınlandı. Durum hiç de iyi görünmüyor. | TED | لدينا هنا آخر خريطة. تم نشرها منذ اكثر بقليل من أسبوع في النيويورك تايمز. لا تبدو جميلة |
Bayan Sanborn, eşiniz Bay Clay'e karikatürü gazetede yayımlanmak üzere seçme konusunda yardım etti mi? | Open Subtitles | يا سيدة ـ (سانبورن) ـ هل قام زوجكِ بتقديم المساعدة في اختيار السيدة ـ (كلاي) ـ لتلك الرسوم المسيئة حتى يتم نشرها في جريدته ؟ |
Kanal, bölümü erteledi ama yazar internet üzerinden yayınladı. | Open Subtitles | القناة الناقله ألغت البرودكاست لذا فالكاتب قرر نشرها بنفسه |
Cole'un yayınladığı bildiri bir NASA projesini bitirmek için elle yazılmış. | Open Subtitles | الأوراق التى نشرها (كول) كانت مُصنعة يدوييا "لإغلاق مشروع لشركة "ناسا |
Hikaye yarın yayınlanacak tabi sen bana olan biteni anlatmazsan | Open Subtitles | سوف يتم نشرها غدا إلا إذا أخبرتنى ما أريد معرفته اليوم |
Diyor ki, yayınlatmayı denemen gerektiğini düşünüyormuş. | Open Subtitles | تقول إنها تظن ان عليك محاولة نشرها |