ويكيبيديا

    "نصدقه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • inanmamızı
        
    • inanmadık
        
    • inanmak
        
    • inanıyor
        
    • inanmıyoruz
        
    • inanıyoruz
        
    • ona inanırız
        
    Medya'nın inanmamızı istediğinin aksine çok güvenli bir dünyada yaşadığımızı düşünüyorsun. Open Subtitles بغض النظر عما يجعلنا الاعلام نصدقه انت تظنين اننا نعيش في عالم آمن جدا
    Gerçek katilin inanmamızı istediği şeye inandık. Open Subtitles صدقنا ما أراد القاتل الحقيقي منا أن نصدقه
    O akşam olanın kaza olduğunu söyleyince, ona inanmadık. Open Subtitles وعندما أخبرنا بأن ما حدث كان مجرد حادثة نحن لم نصدقه
    Wink bize annenle bir karavanda yaşadığını söyledi ama ona inanmadık. Open Subtitles قال (وينك) أنك تعيش في مقطورة مع والدتك لكننا لم نصدقه
    Ne görmek istiyorsak onu görür ve neye inanmak istiyorsak ona inanırız. Open Subtitles نرى مانريد رؤيته فحسب ونصدق مانريد أن نصدقه
    Sadece biz inanmıyoruz ABD Savcılığı da inanıyor. Open Subtitles ، ليس وأننا نصدقه فحسب . بل وكذلك المدعي العام
    Yani siz, "inanıyoruz çünkü kanıtlar kayanın içindedir" mi diyorsunuz? Open Subtitles هل تعني هذا حقاً ، أم أننا نصدقه بسبب الأدلة موجودة؟ -هذا ما أقوله
    Öyle olduğunu inanmamızı istiyorlar. Open Subtitles هذا هو ما يريدون أن نصدقه عنهم
    ya da bu sadece onların bizim inanmamızı istediği şeydir. Open Subtitles أو أنّ ذلك ما يريدوننا أن نصدقه.
    - Belki de inanmamızı istediği şey budur. Open Subtitles أجل، ربما هذا ما يريدنا أن نصدقه.
    - Belki de inanmamızı istediği şey budur. Open Subtitles أجل، ربما هذا ما يريدنا أن نصدقه.
    Ona inanmadık. Open Subtitles نحن فقط لم نصدقه
    Ona inanmadık. Open Subtitles نحن لم نصدقه.
    Ancak zamanında bir bilge hiçbir zaman sırf inanmak istiyorsun diye bir şeye inanma demiş. Open Subtitles لكن رجل حكيم قال مرة إننا يجب ألاّ نصدق شيئاً فقط لأننا نريد أن نصدقه
    Dediği doğruymuş gibi gelmiyordu ama eğitimimden dolayı biliyordum ki gerçek bazen sezgilere aykırıydı, üstü neye inanmak istiyorsak onunla kolayca örtülürdü. TED لم أشعر أن ما قاله صحيحاً، لكنني تعلمت أثناء التدريب أن الحقيقة تأتي غالباً مخالفة للحدس، يسهل حجب الحقيقة وراء ما نريد أن نصدقه.
    İnanmak istediğin şeylerle doldurabilir. Open Subtitles والعقل يخدعنا كي نصدقه
    Sadece biz inanmıyoruz ABD Savcılığı da inanıyor. Open Subtitles ، ليس وأننا نصدقه فحسب . بل وكذلك المدعي العام
    Bay Gold size inanıyor ve memnun etmesi gereken insanlar var. Open Subtitles السيد ( جولد ) يؤمن بك و نحن بدأنا نصدقه
    Ona inanmıyoruz. Open Subtitles نحن لا نصدقه
    Pekala. Sanırım ona inanıyoruz. Open Subtitles حسناً اعتقد اننا نصدقه
    Yapmadım diyorsa, ona inanırız. Open Subtitles ،طالما أنه يقول إنه لم يرتكبها فإننا نصدقه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد