Nusrat'ı tutan teröristler ise hadlerini aşan bir grup çocuk. | Open Subtitles | إذًا، الإرهابيون الذين يحتجزون (نصرت) ليسوا إلا حفنة أطفال صعبي المراس. |
Nusrat'ın buradan sağ çıkmasını istemiyorsun bile değil mi? | Open Subtitles | لا تريد حتى من (نصرت) أن تخرج حية، صحيح؟ |
İşte o zaman ani bir tepki verecek ve tüm ülke Nusrat ile senin karşılaştığın adamla karşılaşacak. | Open Subtitles | و ثم سيهاجم بعنف, و عندما يفعل, سيقابل البلد بأكمله الرجل, الذي تعرفه أنت و (نصرت), |
Ayrılmayı Nusrat mı istedi yoksa sen ve babam mı? | Open Subtitles | هل طلبت (نصرت) فسخ الزواج أم كان قرارك ووالدي؟ |
Ama şimdi bebeği doğurtmazsam Nusrat'ın hayatta kalma şansı çok daha düşük olacak. | Open Subtitles | حسنا لكن إن لم أخرج الطفل الآن فرص (نصرت) في النجاة , سـتقل كثيرًا |
Burada Nusrat'la kalmanı istiyorum. Bugün birbirimize iyi davranmamız lazım. | Open Subtitles | أريدك أن تبقى هنا مع (نصرت) علينا أن نكون لطفاء مع بعضنا اليوم |
Ayrılmayı Nusrat mı istedi yoksa sen ve babam mı? | Open Subtitles | هل طلبت (نصرت) الفسخ أم كانت تلك رغبتك ووالدي؟ |
Fakat Nusrat'ın günlüğünün, bizim aile hatıralarının içinde ne işi olduğunu anlayamadım. | Open Subtitles | لكن لم أستطع معرفة سبب وجود يومية (نصرت) بين ذكريات العائلة.. |
Nusrat'ı arabasına götür. | Open Subtitles | خذ (نصرت) إلى سيارتها. سأكون هنا. |
Nusrat'ın arabası pusuya düşürülmüş. | Open Subtitles | لقد تم نصب كمين لسيارة (نصرت). |
Nusrat da her zaman hassas olmuştur. | Open Subtitles | و لطالما كانت (نصرت)... حساسة, عاطفية جداً, |
Düğün gecesi, Jamal Nusrat'ın yanına gitmiş. | Open Subtitles | بليلة الزفاف, ذهب (جمال) إلى (نصرت), |
Nusrat'ı da Kültür Bakanı'nın karısının yanına koyacağım. | Open Subtitles | وسأضع (نصرت) بجوار زوجة وزير الثقافة. |
Nusrat'a ayrılmayı istemesini sen mi söyledin? | Open Subtitles | هل قلت لـ(نصرت) أن تطلب فسخ الزواج؟ |
Şimdi bununla uğraşamam. Nusrat'ı görmem lazım. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل هذا الآن علي رؤية (نصرت) |
Nusrat bunun benim adıma mümkün olması için öldü. | Open Subtitles | ماتت (نصرت) لتجعل هذا الأمر ممكنا لي |
Bir gün Nusrat gibi hücresinde meçhul şekilde ölü bulunursa... | Open Subtitles | ميتة في زنزانتها في صباح ما، مثل (نصرت) بشكل غير واضح... |
Nusrat ailemizin içinde zor zamanlar geçirdi. | Open Subtitles | عاشت (نصرت) وقتا عصيبا وسط عائلتنا |
Nusrat saraya dönüyor. | Open Subtitles | (نصرت) ستعود إلى القصر. |
Ama Nusrat'ın hayatını tehlikeye atmaz herhalde. | Open Subtitles | لكنّه لن يخاطر بحياة (نصرت). |
Haçlılara katılırsan karının cehennemdeki sıkıntısını hafifletebilirsin. | Open Subtitles | فلو أنك نصرت الصليب فقد يزحزح ذلك زوجتك عن نار جهنم سأصيغها لك بشكل أكثر لطفا |