Yani, bu belli bir topluluktaki grip salgınını bir buçuk ay gibi bir zaman öncesinden belirlemenin bir yöntemi olabilir. | TED | لذلك هذا قد يكون أسلوب حيث يمكن أن نحصل على أكثر من شهر و نصف من التحذير حول وباء الإنفلونزا في سكان معينين |
2:00? Bu iki buçuk saat içinde demek. | Open Subtitles | هذا سيكون بعد ساعتين و نصف من الان , اين تقع ستافلى ؟ |
Bir buçuk yıldır yapılan özel meclis araştırmalarından sonra kaçınılmazı ertelemenin ne faydası olabilir ki? | Open Subtitles | بعد عام و نصف من تحقيقات مجلس شورى الملك ما الجيد في تأخير الأمر الحتمي؟ |
Herbir yarısı bir kadından meleğin doğuşu, fakat her ikisinede ait. | Open Subtitles | ولد لملاك في إمرأة نصف من الكل، لكن العودة إلى لا. |
Burdaki Epidemiyoloji uzmanları size bunun Amerika'da bir yıl içinde bu hastalığa yakalananların sayısının yarısı olduğunu söyleyecektir. | TED | وخبراء الاوبئة سوف يقولون لك ان هؤلاء ال300 شخص هم نصف من يصابون بنفس مرضي كل عام في الولايات المتحدة الامريكية |
Bir kırma... yarı Yorkshire, yarı Shitzu. | Open Subtitles | .. إنه مهجن نصف من يوركشاير و نصف من شيتزو |
Güneye doğru, ana caddeden bir, bir buçuk mil uzağa uçağın düşüşüne ait görüşüm var. | Open Subtitles | أنا أرى موقع هبوط طائرة بعد ميل أو ميل و نصف من الشارع الرئيسي بإتجاه الجنوب |
Tamam da dört buçuk kilo etten bahsediyoruz, anne. | Open Subtitles | .أجل , تلكَ أربع باوندات و نصف من اللحم , أمّي |
Biz olay mahallinden ayrıldıktan bir buçuk saat sonra Jimmy'nin aradığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أن جيمى اتصل بعد ساعه و نصف من مغادرتنا مسرح الجريمه |
Derin denizlere dalmaya gidiyoruz. Ve bu tatlı fırsatı yakalamış olan herkes bilir ki yaklaşık iki buçuk saat boyunca aşağı inerseniz, zifiri karanlık bir dünya ile karşılırsınız. | TED | سوف نذهب في رحلة إلى أعماق البحر و كل من حظى بتلك الفرصة الجميلة يعلم انه لمدة ساعتين و نصف من الهبوط لا نرى شيئاً سوى الظلام القاتم. |
Ve sanırım şu anda neredeyse bir buçuk milyar aktif Android cihaz var. | TED | و أعتقد ان هناك الكثير، فحوالي مليار و نصف من الأجهزة الفعالة بنظام أندرويد ، |
Günde bunun gibi yaklaşık 20.000 cümle topluyor ve yaklaşık bir buçuk yıl önce başladığı günden bu yana neredeyse 10 buçuk milyon duygu biriktirdi. | TED | و يجمع حوالي 20,000 من هذه الجمل في اليوم و قد تم تشغيله لمدة حوالي عام و نصف حتى الآن، و قد جمع حتى الآن ما يفوق عشرة ملايين و نصف من المشاعر. |
Hayır, sadece bir buçuk çay kaşığı koydum. | Open Subtitles | -لا لم أفعل , فقط هو مقدار ملعقة و نصف من ملاعق الشاى |
Bir daha asla dönemeyeceğim bir buçuk saatlik çocukluğuma karşılık. | Open Subtitles | ساعه و نصف من طفولتي لن استعيدها أبداً |
Eminim bir buçuk günlük çalışma Los Angeles'ta boşa geçirdiğin zamanı telâfi etmeye yetmez. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن يوم آخر و نصف من العمل لن تساوي مقدار الكلام التافه حول ما فعلت في "لوس أنجليس" هذا العام |
İnsanların yarısı için, geleneksel, hesaplayıcı türde robotik beyin yerleştirdim. Sırasını bekleyen, herşeyi analiz eden, planlayan. | TED | من اجل اول نصف من الناس وضعت الدماغ ذو النوعية التقليدية الدماغ الروبوتي المحسوب |
Odadaki insanların yarısı çocuğum olabilir. Bu sürekli oluyor. | Open Subtitles | نصف من في هذا المبني أولادي وهي نكته يعرفها الكثيرون هنا |
O masadakilerin yarısı hala seni izliyor. | Open Subtitles | نصف من على هذه المائدة لازالو يحدقوا بك. |
O masadakilerin yarısı hala seni izliyor. | Open Subtitles | نصف من على هذه المائدة لازالو يحدقوا بك. |
Benim kökenim yarı Avustralyalı yarı Everest Dağ'lıdır. | Open Subtitles | بلى,لا, لا, لا لأنى نصف استرالى نصف من جبال ايفرست |
Benim kökenim yarı Avustralyalı yarı Everest Dağ'lıdır. | Open Subtitles | بلى,لا, لا, لا لأنى نصف استرالى نصف من جبال ايفرست |