Ya da dalga fonksiyonlarının nasıl oluşturulduğunun kökünü açıklamak için izafiyet teorisini kullanabiliriz. | Open Subtitles | أو بإمكاننا استخدام نظرية النسبية القياسية لتفسير أصل أو كيف تتولد الدالات الموجيّة |
Aynen öyle. Ben izafiyet teorisini açıklamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | هذا صحيح، لقد كنت أحاول شرح نظرية النسبية |
Eğer doğru anladıysam Alistair Peck, Einstein'ın izafiyet teorisini alıp değişik şekillere sokmuş. | Open Subtitles | إن فهمت هذا كما يجب، فإنّ (آلستر بيك) هذا قد أخذ نظرية النسبية لـ(أينشتاين)، وحوّلها رأساً على عقب. |
Doğru söylüyor. Einstein'ın izafiyet teorisi bile daha sonra nükleer silah gelişiminde uygulandı. | Open Subtitles | هذا صحيح، حتى نظرية النسبية لـ(آينشتاين) تم تطبيقها لاحقًا على تطوير الأسلحة النووية |
Albert Einstein'ın İzafiyet teorisi bunu açıklama gayretinde. | Open Subtitles | نظرية النسبية (لألبرت اينشتاين) تحاول شرح كيف يعمل الوقت حقاً. |
Genel görelilik denklemleri yer çekimi ve genişleme arasında adeta bir halat çekme yarışı öngörüyor. | TED | وبالرغم من أن نظرية النسبية العامة تنبأت بصراع كوني بين الجاذبية والتوسع. |
Einstein'ın görecelik kuramı, güçlü çekim alanının da saatinizi yavaşlatacağını söyler. | Open Subtitles | تقول نظرية النسبية لأينشتاين أن الجاذبية العالية تبطئ أيضاً من ساعتك |
İzafiyet teorisini açıklıyordum. | Open Subtitles | فقط أوضح نظرية النسبية |
İzafiyet teorisini buldum. | Open Subtitles | -انا وضعت نظرية النسبية |
Diğeri de özel görelilik teorisi üzerine. | TED | وكان البحث الآخر عن نظرية النسبية الخاصة. |
Bu devrim görelilik teorisinin ve kuantum teorisinin icadıyla başladı. | TED | بدأت باختراع نظرية النسبية ونظرية الكم. |
Einstein'in görecelik kuramı, ki zaman önemli bir yer işgal eder; | Open Subtitles | ، نظرية النسبية لأينشتاين التي يلعب الوقت فيها دوراً محورياً |