Tamam adam temiz değil ama sokak standartlarına göre pek de rezil sayılmaz. | Open Subtitles | لذا هو لَيسَ نظيفَ لَكنَّه لَيسَ قذرَ بمعاييرِ الشارعِ أمّا. |
Şoför tarafı temiz, yan tarafı kirli. | Open Subtitles | جانب السائقَ نظيفَ. جانب المسافرَ قذرَ. |
Ailesi temiz olduğuna yemin etmişti. | Open Subtitles | حَسناً، أبويه أقسموا هو كَانَ نظيفَ. |
Kadın, oğlunun hiç uyuşturucu kullanmadığını söyledi ve gelen tahliller de temiz. | Open Subtitles | قالتْ بأنّه أَبَداً مستعملُ، و toxه رَجعتُنّ نظيفَ. |
"Çamaşırlarım nasıl bu kadar temiz?" | Open Subtitles | - Ohh! "أوه، كَيفَ مكوي أصبحَ نظيفَ جداً؟ " |
Ama kafasının kalan kısmı oldukça temiz görünüyor. | Open Subtitles | لكن البقيةَ الرئيسِ يَبْدو نظيفَ جميلَ. |
Umarım onun temiz olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | هل تعتقدين ذلك نظيفَ. |
Cam çok temiz görünüyordu. | Open Subtitles | الزجاج بَدا نظيفَ جداً. |
temiz görünüyor. | Open Subtitles | يَبْدو نظيفَ جدا |
Özür... temiz kalmaya çalıştım. Hatamın farkındaydım. | Open Subtitles | بَقيتُ نظيفَ ودَفعَ ديونَي. |