Asma tavan yüzünden Asbestozis olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقده ربّما أصيب بداء الأسبست من قرميد سقفكَ |
Biz de böyle düşünüyoruz, ama polis ona şüpheli muyanesi yapamadı, bu yüzden karşılaştıracak hiçbir şey yok elimizde. | Open Subtitles | هذا ما نعتقده لكن الشرطة لم تخضعه للفحص لذا ليسَ لدينا ما نطابقه به |
Muhtemelen, ya da öyle düşünmemizi istiyorlar. Kusanagi ? | Open Subtitles | احتمال او ربما ذلك الذي يريدوننا ان نعتقده يا كوساناجي |
Eminim böyle düşünmemizi istiyordur. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن هذا ما تريده منا أن نعتقده. |
İzlenimlerin, ne yaptığımız ve ne düşündüğümüz üzerinde delice bir etkisi var. | TED | اعتقد ان الانطباعات لها تأثير جنوني عن الذي نعتقده و الذي نفعله |
Aslında, insanlığımız ve hakkımızda düşündüğümüz her şeyi biz kendimiz yarattık. | TED | وفي الواقع، إنسانيتنا وكل ما نعتقده حول أنفسنا هو شيء اخترعناه. |
Görünüşe göre şu liseli piçler sandığımız kadar aptal değiller. Göğüs şehrine ön sıradan yer almışlar. | Open Subtitles | انظر ,يبدو ان طلاب المدرسه هؤلاء ليسو بالغباء الذي كنا نعتقده |
Bize söyledikleri her şey, inandığımız her şey birer yalan. | Open Subtitles | كل ما قالوه لنا، كل ما نعتقده الآن، هو كذبة. |
Ateş edenin, araca arkadan yaklaştığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | الذي نعتقده أن مُطلق النار إقترب من المركبة من الخلف. |
İş arkadaşlarımla ben atılacak en doğru adımın bu olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | أعالج الموضوع. أنا أخبرك ما نعتقده الطريقة المثلى للتصرف الآن. |
Sonra bu kadının babanıza hamile kaldığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | وبعد ذلك حملت هذه المرأه بوالدك هذا ما نعتقده |
Biz de öyle düşünüyoruz, evet. | Open Subtitles | لكن إثنان منهم كانوا يملكون سلاح نووي - أجل هذا ما نعتقده - |
Resim belirdiğinden yaklaşık yüz milisaniye sonra, dört vakada da yükseliş görüyoruz, buna P100 diyoruz ve bu kavramın bir objeyi fark ettiğinizde beyninizde oluşan şey olduğunu düşünüyoruz. | TED | بعد ظهور الصورة بحوالي 100 ملي ثانية، نرى نتوءًا بارزًا في الحالات الأربعة جميعها، ونطلق عليه تسمية "ب100"، والذي نعتقده هو أنّ هذا ما يحصل لدماغك عندما تدرك شيئًا ما. |
Ya da tam olarak böyle düşünmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | أو قد يكون هذا بالضبط ما يريدون أن نعتقده |
Bize göre katil, böyle düşünmemizi istiyordu. | Open Subtitles | نظن بان هذا ما ارادنا القاتل ان نعتقده زميلك .. |
Bunlar sadece katilin düşünmemizi istediği şeyler. | Open Subtitles | هذا ما يريدنا القاتل أن نعتقده |
Ama düşündüğümüz şey, stresli durumlarda, ... ... bu hormonların damlaları sınırlıdır. Mesela, gıda kaynakları sınırlıdır. | TED | لكن ما نعتقده أنه تحت ظروف الضغوط مُستوى تلك الهرمونات ينخفض على سبيل المثال وجود موارد محدودة للغذاء |
Daha sonra da burada Birleşik Devletler ve New York'ta ne düşündüğümüz hakkında konuşmak istiyorum. | TED | بعدها، أريد أن أتحدث عن ما نعتقده هنا في الولايات المتحدة و نيويورك. |
Bizim düşündüğümüz önemli değil. | Open Subtitles | المثال الآخر بإِنَّهُ يُتابعُ جدولَ أعماله الخاصَ لا يأبه لما نعتقده |
Hayatta yaşadığımız onca dram, trajik sandığımız şeyler, koca bir hiçmiş. | Open Subtitles | كل تلك الدراما نحن نواجهه فى الحياة، ما نعتقده مأساوى، لا شيء. |
Yaptığımız veya inandığımız şeylerin temelindeki motivasyon kaynağı, ölümdür. | Open Subtitles | معظم ما نفعله معظم ما نعتقده محفز بواسطة الموت |
Veya öyle inandırıldık, Bay MacDonald. | Open Subtitles | أو ما كنَا نعتقده يا سيد مكدونالد |
-Neye inandığımızın önemi yok | Open Subtitles | لا يهم ما نعتقده |